ABD’den getirilen 12 tarihi eser Antalya Müzesi’nde sergileniyor

Benzersiz tarihi eser koleksiyonu nedeniyle, dünyanın en önemli müzeleri arasında gösterilen Antalya Müzesi‘ni ziyaret etmek için bir nedeniniz daha oldu. Türkiye’den geçmiş yıllarda ABD’ye kaçırılıp, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın girişimiyle yurda getirilen 12 tarihi eser için Antalya Arkeoloji Müzesi’nde özel bölüm oluşturuldu.

New York Başkonsolosluğu’nda 22 Mart Çarşamba günü düzenlenen törenle Türkiye Cumhuriyeti’ne teslimi gerçekleştirilen 12 tarihi eser, Türk Hava Yolları’nın kargo birimi aracılığıyla Antalya’ya getirildi. Antalya, Burdur, Konya, Şanlıurfa, Çanakkale, Manisa ve Doğu Anadolu gibi Türkiye’nin farklı bölgelerine ait ABD’den iadesi sağlanan 12 tarihi eserin listesi ise şu şekilde; Tunç boğa arabası, Roma dönemi askeri diploma, Neolitik Hacılar Ana Tanrıça figürü, Urartu dönemi terakota vazo, Roma dönemi bronz büst taçlı erkek başı, Killia tipi mermer idol, Hydai Antik Kenti kökenli oinokhoe, Çatalhöyük kökenli taş heykelcik, Roma dönemi tetrark heykel başı, Perge Tiyatrosu’ndan heykel başı, Bubon bronz kol ve Lucius Verus heykeli.

ENDER BRONZ HEYKELLERDEN BİRİ

Lucius Verus heykelinin, Burdur’un Gölhisar ilçesi İbecik köyünün 2,5 kilometre güneyindeki Dikmen Tepesi’nde bulunan Boubon Antik Kenti’ndeki Sebasteion yapısında gerçekleştirilen kaçak kazılarda ele geçirildiği ve yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarıldığı belirlendi. Tanrılaştırılmış Roma imparatorları için inşa edilen Sebasteion yapısından kaçırılan M.S. 161-169 yıllarında hüküm sürmüş Roma İmparatoru Lucius Verus’a atfedilen heykel, günümüze ulaşabilmiş insan boyutunda ender bronz heykellerden biri olarak görülüyor. Antik dönem bronz heykellerinin birçoğunun eritilip başka alanlarda kullanılması nedeniyle günümüze nadiren ulaştıkları belirtiliyor.

BRONZ KOL

Burdur ili Gölhisar ilçesi İbecik Köyü’ndeki Boubon Antik Kenti Sebasteionu’ndan 1960’lı yıllarda kaçak kazılarla çıkartıldıktan sonra yasadışı yollarla çeşitli müze ve özel koleksiyonlara satılan bronzdan yapılmış büyük boyutlu imparator heykellerinden birine ait kol Antalya Müzesi’nde sergileniyor.

 

BRONZ BOĞA ARABASI

Ülkemizden yasadışı yollarla çıkarıldığı anlaşılan bronz boğa arabası M.Ö. 3’üncü binyıl sonu ile 2’nci binyıl başına tarihlenmektedir. Anadolu’da Şanlıurfa’nın Suruç İlçesi Abamor Höyük’ten çıkarılmış oldukları bilinmektedir. Mezar hediyesi olarak, oyuncak veya tanrılara sunulmuş objelerden olabilecekleri düşünülmektedir. Bu nadir eser şimdi Antalya Müzesi’nde.

Anadolu’nun Tarihî Mirası Daha Doğduğu Topraklarda

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, Antalya Arkeoloji Müzesi’nde eserlerin tanıtım toplantısında yaptığı açıklamada; kültür varlıklarının korunmasıyla ilgili tavizsiz politikalarını tüm platformlarda aynı titizlikte devam ettirdiklerini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri’nde Manhattan Bölge Savcılık Ofisi, Amerikan İç Güvenlik ve İstihbarat Birimi (HSI) ve Bakanlıkları arasında geliştirilen iş birliğinin başarılı sonucu olarak iadesi sağlanan kültür varlıklarının, çok nitelikli eserler olduğuna dikkati çeken Bakan Ersoy, şöyle konuştu:

“Bunlardan Perge Antik Kentimizden çıkarılmış iki heykele ait başlar, bilim insanlarınca yapılan değerlendirmelere göre M.S. 3’üncü yüzyılda yontulmuştur. Söz konusu heykellerin gövdelerinin daha erken dönemlerde işlenmiş olduğu ve imparatorları tasvir ettikleri, başların ise geç antik çağda yeniden çalışıldığı anlaşılmıştır. Bu başlar uzun yıllardır yurt dışında, iki ayrı koleksiyonda bulunuyordu. Bunların kazılardan çıkan hangi gövdelere ait olabileceğine yönelik daha önce yapılan çalışmalar ışığında araştırmalarımızı sürdürüyoruz. Bu araştırmalar bu eserlerden şu an için biri hakkında net bir sonuç verdi. Antalya Arkeoloji Müzesi uzmanlarımız ile Antalya Restorasyon ve Konservasyon Laboratuvarı uzmanlarımız yaptıkları çalışmalar sayesinde ABD’den iadesi sağlanan heykel başlarından ilkini gövdesiyle birleştirdiler. Bu sayede bugün bu eseri bir bütün olarak görebiliyoruz.”

M.S. 3’üncü yüzyıla tarihlenen imparator kültü rahibi ya da yarışları düzenleyen kişiye ait bronz Büst ABD’den Antalya’ya getirilen eserler arasında.

 

İadesi sağlanan eserler hakkında gerçekleştirilen soruşturma kapsamında kazı kayıtları, kazı envanteri ve belgelemelerin dosya açısından son derece belirleyici olduğuna dikkati çeken Bakan Ersoy, “Bir diğer eserimiz ise 1960’lı yıllarda çok yoğun kaçak kazıya maruz kalan Baubon Antik Kenti kökenli Septimius Severus heykelidir. Geçen yıl iadesini sağladığımız ve yine aynı alandan yasa dışı olarak götürülmüş olan Lucius Verus heykelimizde olduğu gibi, eserin kaidesi, kaidesi üzerindeki yazıt ve ayaklarının oturması için hazırlanmış yuvaların ölçüsünün tutarlılığı ve bir kaçak kazıcının günlüğündeki ifadeler öne çıkan kanıtlarımız arasında bulunuyor.” diye konuştu.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bu eserin soruşturma safhasındaki en önemli dayanakların Prof. Dr. Jale İnan ve Gazeteci Yazar Özgen Acar tarafından 1970’lerden itibaren gerçekleştirilen araştırmalar olduğunu dile getirdi.

Getirilen eserler arasında, tek üretim merkezinin Manisa’nın Kulaksızlar köyü olduğu bilinen, 6 bin yıllık bir de Kilia tipi idol bulunduğuna işaret eden Bakan Ersoy, şunları söyledi:

“Benzer bir Kilia İdolü için ABD Hukuk Mahkemeleri nezdindeki savaşımız devam ediyor. ‘Büst Çelenkli Bronz Portre’ de ülkemiz kültürel mirası açısından büyük kıymeti olan bir eserdir. M.S. 3’üncü yüzyıla tarihlenen eserin, bir imparator kültü rahibi olabileceği veya yarışları düzenleyen bir kişiye ait olabileceği düşünülüyor. Batı Anadolu kökenli olduğu stilistik olarak belirlenen büstün iadesinde ait olduğu bölgede meydana gelmiş kaçak kazı ve benzeri adli kayıtların detaylı olarak derlenmesi ve incelenmesi ile bilimsel raporlar etkili olmuştur.”

Bakan Ersoy, Şanlıurfa kökenli boğa arabası, Çatalhöyük, Hacılar kökenli heykelcikler, M.Ö. 2 bine tarihlenen Doğu Anadolu bezemeli vazo, Roma Dönemi’ne ait askeri diploma gibi Anadolu’ya ait binlerce yıllık kültür varlıklarını buraya getirmenin kendileri için memnuniyet verici olduğunu vurguladı.

“Kaçakçılıkla Mücadele Artarak Devam Edecek”

Kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadeledeki kararlılıklarının, önlerindeki dönemde de artarak devam edeceğinin altını çizen Bakan Ersoy, şunları kaydetti:

“Arkeolojik alanlar ve müzelerde güvenliğin artırılmasına, sınır ve gümrük kontrollerinde uzman bilgi paylaşımına, uluslararası ve ikili ilişkilerin geliştirilmesine büyük önem veriyoruz. Bakanlık olarak yaptığımız düzenlemelerle, kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadele faaliyetine sağladığımız ilave imkanların da olumlu sonuçlarını görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Son 5 yıldır ikili protokoller yapıyoruz. Bu protokoller sonucunda yıllarca sürecek hukuk mücadelesini aylar içerisinde sonuçlandırmayı sağlıyoruz. Öncelikli amaç eserin geri getirilmesini sağlamak ama daha öncelikli amacımız artık yasa dışı yollarla Anadolu’dan çıkarılmış kültür varlıklarının piyasa değerini yurt dışında düşürmek. Artık alıcı bulamaz hale gelmeye başladılar. Definecilerin önünü kesmenin en önemli yolu da bu. İzinsiz yurt dışına çıkarılmış Anadolu kültür varlıklarını artık alıcısı bu protokollerle çok azalıyor. Koleksiyonerler bu eserleri gün ışığına çıkardığı zaman bakanlığımız anında fark ediyor ve çok büyük hukuk müdahalesi başlıyor. Bu protokoller sayesinde kısa sürede bu varlıklar ülkemize geri getiriliyor. Bunu artık bütün koleksiyonerler öğrendi. En önemli yöntem bu ve bu yöntemi Türkiye başarıyla uyguluyor.”

Antalya Müzesi’nde sergilenecek 12 eserin kültür mirasının çok önemli parçaları olduğunu ifade eden Bakan Ersoy, birçok eserle ilgili operasyonlarının devam ettiğini, çok kısa sürede yeni eserlerin müjdesini de vereceklerini sözlerine ekledi. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, Antalya Arkeoloji Müzesi’nde bulunmaktan ve kültür varlıkların ülkeye geri gönderilmesiyle ilgili sürecin bir parçası olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi.

Mutabakat Zaptı’nın Önemi

ABD ile imzaladıkları ve 2021 yılında yürürlüğe giren Mutabakat Zaptı’nın kıymetli eserlerin ait oldukları topraklara dönmesinde hayati bir rol oynadığını aktaran Bakan Ersoy, şöyle konuştu:

“Bu vesileyle kültür mirasının korunması ve kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadele alanında ABD’nin ilgili makamlarına ve özellikle bir süredir ortaklaşa çalışmalarımızla tüm dünyaya örnek teşkil edecek bir iş birliği tesis ettiğimiz Manhattan Bölge Savcılık Ofisinden Bölge Savcı Yardımcısı Albay Matthew Bogdanos ile kıymetli ekibine, Amerikan İç Güvenlik ve İstihbarat Birimine titiz çalışmaları için bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu çalışmalara araştırma, inceleme, kanıt toplama ve tanık ifadelerini sağlama konularında büyük katkılar yapan Bakanlığımızın ilgili birimlerini de tebrik ediyorum.”

Bakan Ersoy, iade süreçlerinin olumlu neticelendirilmesine vesile olan merhum Prof. Dr. Jale İnan’ı rahmetle andığını anlatarak, “Katkılarından dolayı akademisyenlerimiz Prof. Dr. Turan Takaoğlu, Prof. Dr. Sedef Çokay Kepçe, Prof. Dr. Ertekin Doksanaltı, Prof. Dr. Kaan İren ve Prof. Dr. Hans Rupprecht Goette ile aramızdan ayrılan Prof. Dr. Brigitte Freyer-Schauenburg, mimar Arzu Öztürk ve Dr. İsmail Fazlıoğlu’na, Antalya Arkeoloji, Anadolu Medeniyetleri ve Burdur müzelerimize, Dışişleri Bakanlığımıza, New York Kültür ve Tanıtma Ataşeliğimize, eserlerimizi ücretsiz ve büyük özenle ülkemize ulaştıran THY ailesine teşekkürlerimi sunuyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Tıklayınız:

ANTALYA MÜZESİ’Nİ GEZMEK İÇİN 7 NEDEN

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir