Antalya, Akdeniz’in Berrak Aynasında Kendi Güzelliğini Seyreden Güzel Bir Kıza Benzer
Yorgun Herakles Heykeli’nin mutlu sonla biten trajik hikayesinin verdiği heyecanla “Antalya’nın sembolü olabilir mi?” tartışması başlattık. Tartışmadan ziyade bir ortak akıl arayışıydı.
Antalya’nın çok değerli iki ismi ATAV Başkanı Nizamettin Şen ve Kent Tarihçisi Hüseyin Çimrin, yazılarımıza “yorumlarıyla” katkı koydu.
Her iki görüş de son derece yapıcı ve bilgilendirici. Kendilerine teşekkür ederiz.
Özellikle Hüseyin Çimrin’in ünlü şair Mehmet Emin Yurdakul’un Antalya için söylediği, “ANTALYA, AKDENİZ’İN BERRAK AYNASINDA KENDİ GÜZELLİĞİNİ SEYREDEN GÜZEL BİR KIZA BENZER” sözleri bizi çok mutlu etti. Böyle bir bilgiyi paylaştığı için tekrar teşekkürler.
Sayın Çimrin, Antalya’nın geçmişte “Sular kenti” olarak anıldığına dikkat çekiyor.
Çimrin’in yorumu şöyle;
“Yorgun Herakles Heykelinin Antalya’nın sembolü olması konusunda bende düşüncelerimi açıklamak isterim:
Dünyada antik kentlerde bulunmuş onlarcası dünya müzelerinde sergilenmektedir. Sadece Antalya, Side ve Alanya müzelerinde üç tane Yorgun Herakles Heykeli vardır.
Bir zamanlar Antalya’nın simgesi Şelalerdi. Antalya bir zamanlar “Sular Kenti” idi. Kent Belediye başkanlarına çok söyledim. Karpuzkaldıran Plajı yakınında akan Düden Çayı’nı birtakım kanallarla sağa sola akıtatarak, o “falezlerde su tortuları görülen eski şelaleleri tekrar canlandıralım” diye. Fazla bir para harcamaya bile gerek yok. Dikkate bile almadılar.
Ünlü şairimiz Mehmet Emin Yurdakul Antalya için bir zamanlar,
“ANTALYA, AKDENİZ’İN BERRAK AYNASINDA KENDİ GÜZELLİĞİNİ SEYREDEN GÜZEL BİR KIZA BENZER”
demişti. Antalya için bundan daha güzel bir betimleme olabilir mi?
Beton binalardan zaten bizzat yorgun düşen Antalya’mıza, Yorgun Herakles’i hiç yakıştıramıyorum, İsimsiz bir güzel kızı, bir Deniz Kızı’nı Antalya için daha çok özleştiriyorum. Ayrıca Konyaaltı sahilinde geçen “Deniz Kızı Gorgona” diye bir de efsane vardır.
Sözün özü, aslında zaten “Çarpık yapılaşmadan ‘Yorgun’ düşen Antalya’mıza” Yorgun Herakles heykeli’nin simge olarak seçilmesi (ironik olarak) pek de uygun düşerdi.
Lütfen başka şeyler arayalım, “Küçük olsun, bizim olsun!”
Saygılarımla…
Hüseyin Çimrin”
Antalya Tanıtım Vakfı Başkanı Nizamettin Şen, Antalya için çalışan bir diğer isim. Sayın Şen de, Antalya’daki “logo” ve “sembol” takıntısına anlam veremediğini belirtirken, halen kullanılmakta olan “Portakal” logosunun tescilli olduğunu vurguluyor.
Sayın Şen’in yorumu ise şöyle;
“Değerli Arkadaşlar,
Bu Antalya’daki “logo” takıntısını veya sembol takıntısını anlamak bana zor geliyor. Antalya’nın sembolünün tek bir obje olması gerekmiyor ki; Aspendos Tiyatrosu, Yivli minare, Yorgun Herkül, Döşemealtı Halısı bunlar hep sembol olabilir ve sembol olarak da çoğunlukla kullanılıyor. Bu sembolleri geliştirip bunların hediyelik eşya olarak yaygınlaştırılması ayrı bir projedir. Bunları kristalden, alçıya kadar her türlü uygulamak mümkündür. Müzeler tüm dünyada kendi bünyelerindeki bu gibi önemli eserlerin kopyalarını üretirler umarım Yorgun Herkül Heykel’ini de Antalya Müzesi üretir. Antalya’nın Portakal logosu tescillidir. Antalya Valiliği de bu logoyu kullanmaktadır. Logo ile “marka” olunmaz. Marka ve logo konusunda yazdığım yazılarda bunları açıklamıştım. İyi çalışmalar dilerim, sevgilerimle.
Nizamettin Şen”
Benzer Yazılar
-
Yeni Manzaralar Keşfetmek Yerine Yeni Gözler Geliştirmeliyiz
Yorum yapılmamış | Kas 11, 2011
-
Türkiye’nin ilk Engelli Molaevi hizmete girdi
Yorum yapılmamış | Haz 5, 2018
-
Kepez Kitap Fuarı başlıyor
Yorum yapılmamış | Mar 10, 2018
-
Antalya’nın Twitter Manzarası
2 yorum | Eyl 9, 2011
Gerek değerli ağabeyim Hüseyin Çimrin, gerekse ATAV Başkanı Sayın Nizamettin Şen, Antalya için karşılık beklemeden büyük bir özveri ve aşkla çalışan insanlar. Bu değerli insanların sözlerine kulak vermekte fayda var.
Antalya için fikirlerin paylaşılması, açıkça tartışılması bu platform sayesinde oluyor. Fikirlerin burada bütünleşmesine katkı koyan fullantalya’ya teşekkürler…
Herşeyi başlık anlatıyor zaten, Antalya başka türlü böyle güzel anlatılamazdı