Nurtopu Gibi Bir EXPO’muz Oldu!
|Antalya, geçtiğimiz hafta Fransa’nın Paris kentinde Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçekleştireceği en önemli uluslar arası organizasyonu almayı başardı: “Çiçek ve Çocuk” temalı Botanik EXPO 2016.
Antalya – Aksu karayolu üzerindeki BATEM’e ait 100 hektarlık alana rüya gibi bir fuar alanı kurulması planlanıyor. EXPO için belirlenen diğer alanların bir çoğu işgal altında olduğu için imar açısından en sorunsuz yer olan BATEM arazisi seçildi. Tarım alanı olmasına karşın özellikle hemen her yıl su baskını yaşanıyor. Ancak EXPO alanı düzenlenirken bu sorunu önleyecek çözümler üretilecektir diye düşünüyoruz.
Türkiye için büyük bir prestij projesi olan EXPO için önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden özel bir yasa çıkarılması bekleniyor. Yasa çıktıktan sonra çalışmalara başlanacak. Proje her ne kadar Tarım Bakanlığı’nın koordinasyonunda gözükse de, Bakan Mehdi Eker’in de söylediği gibi, çalışmaların Ankara’dan değil, Antalya’da yerinde yönetilmesi gerekiyor.
Herşey çok güzel. Antalya’daki aktörler şu anda zafer sarhoşluğu yaşıyor.
Deneyimli gazeteci Meliha Okur’un da yazdığı gibi Antalya’yı çok zorlu bir süreç bekliyor.
Gazeteci Okur, 26 Kasım 2011 cumartesi günü Sabah Gazetesi’ndeki köşesinde “Antalya’nın zor sınavı” diyerek çok çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Antalya’nın “Çiçek ve çocuk” diyerek ortaya güzel bir konsept koyduğunu ancak, henüz şehir olarak bu konsepti destekleyecek bir argümanı bulunmadığını belirten Meliha Okur, “Eskiden şehir mis gibi portakal çiçeği kokardı, portakal ağaçları bir bir kesildi. Ortada kala kala bilardo topu şeklindeki portakal heykelleri kaldı. Açıkçası kesme çiçek ve çocuk gibi iki konuyu seçen Antalya, ziyaretçilerine bu iki olguyu nasıl hissettireceğini göstermeli” diyor.
Okur’un ilginç değerlendirmesi şöyle;
“Antik çağda Antalya ve yöresine Pamfilya denirdi. Pamfilya, farklı toplulukların huzur içinde bir arada olması anlamına geliyor, Toprağın kaderine bakın ki, inanışları ne olursa olsun milyonlarca insan bugün yine Pamfilya’da buluşuyor. 3 bin yıldır tarih ve coğrafya şehre bu olanağı sunuyor ama acaba Antalya bunu kazanca dönüştürebiliyor mu? Stratejik pazarlama planı var mı?
Eğer bir şehrin pazarlama stratejisi yoksa çaresiz büyük etkinliklere, EXPO’lara umut bağlanıyor. Bu yaklaşım çok doğru değil. Ciddi bir rahatsızlığın ağrı kesici ile tedavi edilmesi gibi bir şey.
Kitle turizminin başkenti Antalya’yı yanlış tedaviden kurtarmak lazım. 11 milyon ziyaretçisi ve 10 milyar doları aşan geliriyle yine gözde. Artık çok daha fazla kazanç elde etmesi söz konusu iken bir türlü bunu gerçekleştiremiyor.
***
İşte şimdi Botanik EXPO 2016’yı çıkış olarak görüyor. Çiçek ve çocuk diyerek ortaya güzel bir konsept koydu. Henüz şehir olarak bu konsepti destekleyecek bir argümanı yok!
Eskiden şehir mis gibi portakal çiçeği kokardı, portakal ağaçları bir bir kesildi. Ortada kala kala bilardo topu şeklindeki portakal heykelleri kaldı. Açıkçası kesme çiçek ve çocuk gibi iki konuyu seçen Antalya, ziyaretçilerine bu iki olguyu nasıl hissettireceğini göstermeli.
Örneğin, Altın Portakal Film Festivali’nin yanına 2013’ten başlamak üzere dünya çocuk filmleri festivali ekleyebilir. Şehrin her yerine portakal ağaçları dikilebilir, hatta portakal çiçeği kokusundan parfümler yapılabilir. Sonuçta şehir kesme çiçekle buluşmalı, insanlar, “Bak ne güzel şehir, çiçek ve çocuk üzerine kültür geliştiriyor” demeli ki, işin inandırıcılığı olsun.
Tıpkı Hannover gibi.
Hannover, çevre EXPO’sunu yapmak için yola çıktığında şehri, Avrupa’nın en yeşil şehrine dönüştürme kararı aldı. Bütün kurumlarıyla birlikte dünyanın dikkatini çevreye çekti, çevre sorunlarının adresi olmayı başardı.
Antalya zor bir sınavdan geçecek.
Şu an başardığı işi nasıl taçlandıracağı kritik. Antalya vakit kaybetmeden stratejik pazarlama planı hazırlamalı, arkasından 2.5 yıl önce ilk adımı atılan ama hâlâ ortada olmayan Antalya Tanıtım ve Promosyon şirketini faaliyete geçirmeli. Bizden söylemesi.”
Başlık tema çiçek ve çocuk olduğu için kelimenin tam anlamıyla “cuk” oturmuş “nur topu gibi” oldu hayırlı olsun emeği geçenleri antalya unutmasın…
Antalya’ya Yakışır