Antalya’nın da Yeşil Çatıları Olsa…
|Yeşil Çatı dünyada ekolojik şehirleşme için artarak teşvik edilen bina ölçeğinde uygulamalara verilen ad. ‘Yeşil çatı’ birçok şehirde pazarlama aracı yerine kent politikası olarak, yatırımcı/tüketici tercih dinamiklerinin ötesinde zorunlu bir şekilde uygulanmakta. Yeni yapılan, belli bir metrekare’nin üzerindeki her yeni sanayi/konut/ofis/ticari inşaat projesinin çatılarının belli bir yüzdesi ‘yeşil organik örtü’ ile kaplanması, yağmur sularının toplanarak sistem içinde tekrar değerlendirilmesi imar yönetmeliklerinde yer almakta.
Yeşil Çatı’nın faydalarını okuyunca, resimlerini görünce insanın imrenesi geliyor…
Neden Antalya’nın çatıları da böyle olmasın?
Öncelikle kamu binalarımız bunu uygulayarak Antalya’ya örnek olsalar…
EXPO’yu tamamlayıcı, destekleyici olsa…
İşte Yeşil Çatı Gerçeği;
YAĞMUR SUYU
Yağmur suyunu kullanıp, yeşil örtüye dönüştürdüğünden, drenaj yoğunluğunu azaltır. Yani böylece “atık su” şebeke yükü hafifler. 20-40 cm arası yoğun bitkilendirilmiş bir çatı 10-15 cm yüksekliğinde su tutma kapasitesine sahiptir. Genel olarak kente düşen yağmur suyunun % 10-15’inin yeşil çatılarda tutulması mümkündür. 10 cm toprak kalınlığı kendi üzerine düşen yağmurun % 50’sini, 20 cm toprak ise % 60’ını tutabilmektedir. Bu oran 50 cm toprak kalınlığında % 90’a varmaktadır.
HAVA KİRLİLİĞİ
Hava kirliliğini, tozu azaltır, 1 m2 çim alan 100 m2 yaprak yüzeyi yaratır. Bu da her metrekare başına yılda rüzgara bağlı olarak 200 gr ile 2 kg arasında toz tutma olanağı demektir.. Yeşil örtüsü olan ve olmayan bölgeler arasında yapılan ölçümlerde, yeşile sahip olmayanlarda bir litre havada 3 ila 7 katı fazla toz partikülü bulunmuştur.
OKSİJEN ÜRETİMİ ve BUHAR GEÇİRİMİ
Hava kalitesini yükseltir, nefes almayı kolaylaştırır. 25 m2 yaprak yüzeyi insanın bir saatte tükettiği kadar yani, 27 gr oksijen üretir. Yaz aylarında, 1 m2 çim çatı 4 kişinin oksijen ihtiyacını karşılar. Gece ve kış aylarının ortalamaya girmesi halinde 1.5 m2 çim alanın bir yılda, bir insanın yıllık ihtiyacı kadar oksijen üretebileceği hesaplanabilir. Ayrıca bu örtü buhar geçirimi özelliği ile, yapının da nefes almasını, yapı içi nemin atılmasını sağlar. Kapalı mekanlardaki bu özellik, insan ve yapı sağlığı açısından son derece önemlidir. Yaşam konforunu belirler. Isının hissedilme eşiğini olumlu yönde etkiler.
İZOLASYON ve AĞIRLIK
0.45-0.60 arasında izolasyon değerine sahip toprağa, %50 torf katarak ve su tutma özelliğini arttırmak için perlit ve bor türevleri ile karıştırarak, “kuru halde” taş yününe eşdeğer ısı izolasyon değerleri sağlanabilir. Böylece yüksek izolasyon değeri olan ve ısı radyasyonu yapmayan yapısı ile kentsel ısı adası etkisini azaltır, çatı yüzeyinin ısısını düşürür, serin ortam yaratır. Yapıya ısı girişini % 85 , ısı kaybını % 70 azalttığı ölçülmüştür. Dolayısı ile, ısıtma ve soğutma giderlerini düşürür, kentsel konforu yükseltir.
Yukarıdaki karışım, toprak ağırlığını; 1 ton/m3’den 600 kg/m3 e kadar düşürür. Bu da 10 cm toprak örtüsü için 60 kg/m2 demektir. Bu kalınlıkta toprağın an fazla 5 cm yüksekliğinde su tutabildiği düşünülürse hesaba alınması gereken toplam ağırlık en fazla 60+50 = 110 kg/m2 olacaktır.
Genel anlamda çatının su izolasyonu amacı için de, organik bağlayıcılı, perlit esaslı ve ülkemizde imal edilebilen özel bir şap-sıva ile petrol türevi membranlara ihtiyaç duymadan mükemmel sonuçlar almak mümkündür. Bu malzeme buhar geçirmekte fakat ısı ve suyu geçirmemektedir. Bu özelliği ile de dünyadaki ilklerdendir..
SES İZOLASYONU
Yeşil çatı gürültüyü emerek azaltır. Sessiz mekanlar sağlar.Alçak frekansları toprak, yüksek frekansları bitki örtüsü bloke eder. 12 cm toprak kalınlığı; 40 db, 20 cm ise; 46 db izolasyon sağlamaktadır. Normal konuşma sesini 50 db ve gürültüden rahatsızlık eşiğimizi 60 db kabul edersek, 12 cm’lik yeşil çatının 90-100 db olan kamyon ve tren sesini bile gürültü eşiğimizin altına düşürebildiğini görürüz.
ELEKTROMANYETİK IŞINIM
Elektromanyetik radyasyonu soğurur. 10 cm toprak katmanı olan yeşil çatının elektromanyetik ışınımı % 99’a kadar azalttığı ölçülmüştür.
SERA GAZLARI ve AĞIR METALLER
Sera gazlarını yok eder. Yağmur suyuna havadan karışan ağır metaller ve tuz, toprak tarafından tutulur. Kadmiyum, bakır ve kurşunun % 98, çinkonun % 16 oranında tutularak sudan arındırıldığı görülmüştür.
GERİ DÖNÜŞÜM ve DÜŞÜK ENERJİ
Geri dönüşümlü bir malzemedir. Elde edilmesinde ve uygulamasında çok düşük enerji kullanılır. Genellikle insan gücü yeterlidir.
TOPRAK KAZANIMI
Temelde kaybedilen yaşamsal toprağı geri kazanır. Bir anlamda “Doğaya Saygılı Mimarlık” örneği oluşturur. Kentsel yeşil alanlar ve yeni canlı yaşam ortamı yaratır. Biyolojik çeşitliliği arttırır. Yapı bünyesinde doğa ile teması sağlar, güvenli ve sağlıklı ortamlar yaratır.
ALAN ve VİZYON KAZANIMI
Geniş çatı alanlarının kullanılır hale getirilmesine ve peyzaj düzenlemelerine olanak sağlar. Tasarım ve estetik zenginliği olarak sunduğu yeni açılımlara ilaveten, yeşil ile bütünleşmiş yeni mimari işlevlere kapı açar.
YAPIYI KORUMA ve KOLLAMA
Yapıyı ultraviyole ışınlarından, çatıyı ve taşıyıcı kostrüksiyonu mekanik hasarlardan korur. Geleneksel çatılarda -20 ile +80 arasındaki genleşme aralığına karşılık 10 cm bir yeşil çatı günlük ve mevsimsel ısı değişiklikleri aralığını daraltır. Yüzey ısısı 10 ila 30 derece arasında kalarak büzülme ve genleşme stresi yaratmadığından malzeme yorgunluğu ve kırılganlık yaratmaz.. Çatı ve yapı ömrünü uzatır, yenileme maliyetini ve işletim giderlerini düşürür.
YANGIN
Bünyesinde hiçbir yanıcı malzeme yoktur. Isı ve alev geçirmez. Dolayısı ile yangın korunumunu en üst seviyeye çıkartır.
Yazan:Y.Mimar Çelik ERENGEZGİN Kaynak: www.yalitim.com
Antalya’da bir laf vardır “Binanın son katında oturulmaz” diye. Belki çatılar yeşillenirse üst katların cazibesi artar.