Antalya’nın Gözleri
|Antalya’nın Gözleri
Yorgun, çıkagelmiş göç yollarından
uzatmış Toroslar’a ıslak saçlarını,
turkuaz yatağından görüyor:
sıcak ve terli hâlâ
Keyhüsrev’in, Attalos’un atları
geçiyor kaldırımlarından;
dalgın deniz örtmüş ayaklarını.
uzatmış Toroslar’a ıslak saçlarını,
turkuaz yatağından görüyor:
sıcak ve terli hâlâ
Keyhüsrev’in, Attalos’un atları
geçiyor kaldırımlarından;
dalgın deniz örtmüş ayaklarını.
Yaseminli akşamlar yıldızlardan,
gece Akdenizli, tepede değirmi bir ay
uzun bir çay olmuş tarih:
akıyor surlarından,
portakal kokusu sokaklardan
Pamfilya, Attalia, Antalya.
gece Akdenizli, tepede değirmi bir ay
uzun bir çay olmuş tarih:
akıyor surlarından,
portakal kokusu sokaklardan
Pamfilya, Attalia, Antalya.
Kent görüyor:
bağlandıkça biz,
bağlandıkça böyle hayata;
ağlarda hep deniz,
asıldıkça küreklere; hep Antalya.
bağlandıkça biz,
bağlandıkça böyle hayata;
ağlarda hep deniz,
asıldıkça küreklere; hep Antalya.
Ah bir bilseniz, bu nasıl bir düştür
nasıl bir yürektir ki, kanatır avuçlarını,
bulutta bir adam, elinde mavi bir fırça
turuncuya boyar yağmur kuşlarını:
hep Antalya, hep Antalya…
nasıl bir yürektir ki, kanatır avuçlarını,
bulutta bir adam, elinde mavi bir fırça
turuncuya boyar yağmur kuşlarını:
hep Antalya, hep Antalya…
Kent görüyor,
gözlerinde bilge bir gülümseyiş,
güneşle tarıyor ıslak saçlarını.
gözlerinde bilge bir gülümseyiş,
güneşle tarıyor ıslak saçlarını.
Şerif ERGİNBAY