Antalya İçin Yeşil Altyapı Planlama Stratejileri
|Dr. Ebru Manavoğlu’nun kaleminden…
Dünya nüfusunun yarısından fazlası kentlerde yaşamaktadır ve bu oran giderek artmaktadır. Kentsel alanlar enerji ve doğal kaynak tüketiminin yaklaşık % 75’inden sorumlu olmakla birlikte, iklim değişikliğine neden olan etkilerin en yoğun hissedildiği alanlardır.
Kentsel alanlar; ısı adası etkisinin artması, hava kirliliği, sıcak hava dalgaları ve su kıtlığı yaşanması, yağış rejiminin değişmesi, kurak gün sayısının artması, yağmur sularının sel ya da taşkınlara neden olması gibi birçok riskle karşı karşıya kalmaktadır. Riskleri en aza indirmek, toplumsal dayanıklılığı arttırmak için ekolojik ve sürdürülebilir planlama yaklaşımlarına ihtiyaç vardır.
Kent planlama çalışmalarının başarılı olabilmesi için önemli bir araç olan “Açık-Yeşil Alanlar”; kentsel mekan organizasyonunda doluluk ve boşluk dengesini sağlayan, kentin fiziksel yapısını ortaya koyan ve biçimlendiren temel alan kullanımlarından birisi olup, kent planlamasında ve tasarımında diğer alan kullanımlarını bütünleştiren bir denge unsurudur
Yeşil Alanlar, kentsel mekanlarda insan yaşamı ve gereksinimleri açısından büyük önem taşımaktadır. “Açık-Yeşil Alanlar”, insan ile doğa arasındaki bozulan ilişkiyi dengelemede ve kentsel yaşam koşullarının iyileştirilmesinde önemli bir konuma sahiptir. Bu alanlar, değişik kentsel kullanımlar arasında sirkülasyon ve fiziksel konfor sağlama, kente estetik değer kazandırma, rekreasyon fırsatları sunma, gürültü ve kirliliği azaltma gibi birçok fiziksel ve ekolojik işleve sahiptirler. Bu işlevleri tam olarak yerine getirebilmeleri için bir sistem dahilinde, belirli standartlara uygun ve yeterli büyüklükte planlanmalı ve kent dokusu içinde düzenli bir dağılıma sahip olmalıdırlar. “Açık-Yeşil Alanlar” kentliye sağladıkları imkanların yanı sıra bir kentin şekillenmesinde de önemli rol oynamaktadırlar.
Kentsel ve kırsal yeşil dokunun ekolojik koridor ve bağlantılarla bütünleştirilmesiyle oluşturulan “Yeşil Altyapı Sistemleri” ise doğal kaynakların ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına katkı sağlayarak, çevresel, ekonomik ve sosyal faydalar sağlamaktadır. “Yeşil Altyapı Sistemleri” kent içerisinde iklim değişikliği etkilerinin azaltılması, hava ve toprak kalitesinin arttırılması, su yönetiminin geliştirilmesi, atık yönetiminin planlanması, zararlı türlerin kontrol edilmesi, karbon emiliminin hesaplanması, rekreasyon alanlarının yaratılması, yağmur suyunun drene edilmesi, yeraltı sularının beslenmesi, iklim düzenlemesi, taşkın ve heyelan gibi doğal afetlerin etkisinin azaltılması dahil olmak üzere pek çok ekolojik işleve sahiptir.
Geçirgen kaplamalar, bitki hendekleri, yeşil çatılar, yeşil duvarlar, yol ağaçları, su yolları, yağmur bahçeleri, yağmur hendekleri, yağmur suyu yönetimi, kentsel tarım uygulamaları, yeşil alanlarda doğal malzemelerin kullanımı, yeşil otopark ve parklet uygulamaları, yenilikçi çocuk oyun alan tasarımları, enerjisini kendi üreten parklar, yayalaştırma uygulamaları, yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının teşvik edilmesi, su döngüsünün kurulması, yerel ürünlerin kullanımının yaygınlaştırılması, yenilikçi kentsel tasarımlar, yeşil koridorlar, yeşil ulaşım aksları “Yeşil Altyapı Sistemlerini” oluşturan stratejilerdir. Yeşil altyapı stratejileri yaşadığımız çevrenin ulaşım ve altyapı sorunlarının giderilmesine, enerji verimliliğine ve yaşam döngüsüne katkı sağlamaktadır.
Antalya gibi sıcak kentlerde, kentin planlamasında iklimsel veriler büyük önem taşımaktadır. Yeşil altyapı stratejilerinden biri olan “Yol Ağaçları” (ağaç örtüsü düzenlemeleri) özellikle gölgeleme etkisi yaparak, ısı adası etkisini azaltır. Kente estetik değer kazandırır. Yürümeyi ve bisiklete binmeyi teşvik eden bu uygulamalar toplumun her kesimi için güvenli, erişilebilir, sağlıklı ve yaşam kalitesi yüksek kentlerin oluşturulmasına katkıda bulunacaktır.
Diğer bir yeşil altyapı stratejisi olan “Yeşil Koridorlar” da gerek ızgara, gerek doğrusal ve gerekse ışınsal kent sistemlerinde doğal havalandırma işlevi de gördüğü için kentin mikrokliması, dolayısıyla insan konforuna önemli katkı sağlamaktadır. Bu nedenle Antalya kenti için önemli doğal unsur ve doğrusal eleman olan akarsu yataklarını kentsel yeşil alan sistemi içerisinde yeşil koridorlar olarak değerlendirilmesi önem taşımaktadır.
Yeşil alan sisteminin bir parçası olan orman alanları ve akarsu kenarlarında uygulanacak stratejilerin, tür çeşitliliğine katkı sağlayarak, orman yangınlarının yayılmasının önlenmesine, doğal habitatların devamlılığının sağlanmasına, kentimizin en önemli sorunlarından olan taşkın ve sel tehlikesinin de önüne geçilmesinde yararlar sağlayacaktır.
Araştırmalar yeşil alanlardan uzaklaştıkça konut fiyatlarının düştüğünü belirlemiştir. Bu da, kent halkının yeşil alanlara yakın olmayı ön planda tuttuğunu, 5-10 dakika yürüme mesafesinde, bir yeşil alana ulaşabilme gerekliliği duymalarını, yeşil alanların planlanmasında erişilebilirliğin önemli bir kriter olduğunu göstermektedir.
Doğal ve kültürel kaynak potansiyeli yüksek bir kıyı kenti olan Antalya’da “Yeşil Altyapı Stratejilerinin” bilimsel temelli ve katılımcılıkla oluşturulması, kentimizin sürdürülebilir kalkınması açısından büyük önem taşımaktadır. Böylece, kentimizin yerel kaynaklarının korunmasında, doğal afetlere karşı dirençli bir kent olmasında ve kent kimliğinin geliştirilmesinde toplumsal farkındalık sağlayacaktır. Bu çalışmalar, mevcut ve gelişme alanlarında iyi ve yenilikçi uygulamaları teşvik edecektir.
Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde yer alan on dokuz ilçe bütününde “Açık-Yeşil Alanların” çok boyutlu, kapsamlı ve bütünsel anlamda makro ölçekten mikro ölçeğe inerek bir sistem dahilinde yeşil altyapı planlanmasının ve belirlenen mekânsal planlama stratejileri ışığında “ANTALYA İLİ YEŞİL ALTYAPI STRATEJİ REHBERİNİN” hazırlanması gerekmektedir. Oluşturulan stratejiler doğrultusunda, “Açık-Yeşil Alanların” özelliğine ve konumuna bağlı olarak nasıl kullanılacağına, yönetim ilkelerine ve bu alanlarda yapılacak eylemlere kadar belirlenmesi “Açık-Yeşil Alanların” sürdürülebilir kullanımı için önem taşımaktadır.
Antalya sahip olduğu doğal ve fiziksel unsurları ile etkin bir yeşil altyapı planlaması için önemli bir potansiyele sahiptir. Kentte var olan ekolojik koşullar; kentte yer alan bazı büyük yeşil alanlar, çok sayıda küçük yeşil alanlar, yeşil alanlar arasındaki koridorlar, büyük yeşil alanların etrafındaki geçiş bölgeleri, çevredeki orman ve tarımsal alanlarla bağlantılar ve ulaşım aksları göz önünde bulundurularak Antalya için “Yeşil Alan Sistem Stratejileri” oluşturulmalıdır.
Antalya’nın turizmde sürdürülebilir bir şekilde gelişmesi, doğal kaynaklarının koruma-kullanma dengesi ile doğru orantılıdır. Kent planlarında “Turizm” ve “Açık-Yeşil Alan” Planlama Stratejilerinin doğru kurulması; doğal, tarihi ve kültürel alanların korunmasıyla birlikte, bu alanlardan toplumun her kesiminin daha aktif ve eşit yararlanmasına olanak sağlayacak, kentin tanıtımına, döngüsel ekonominin geliştirilmesine ve turizmin çeşitlendirilmesine de ayrıca katkıda bulunacaktır.
Dr. Ebru Manavoğlu
Serbest Şehir Plancısı (İTÜ)
Antalya
Umarım yerel yöneticilerimiz bu önerileri dikkate alır. Antalya’da son 30 yıldır hep rant odaklı planlamalar yapılıyor. Kent sakinlerini, yaşamı güzelleştirecek çalışmalar yok denecek kadar az. Subaşı, falezleri betona boğdu ama Atatürk parkını kazandırdı. Başka da somut bir çalışma yok maalesef:(
40-50 yıl önce şehrin içinden gürül gürül akan yedi arıklar yok edilmeseydi şu an Antalya çok farklı bir şehir olurdu.