Antalya Sevdası mı? Koltuk Sevdası mı?
|Son iki, üç yıldır Antalya’da faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşları’nın sayısında ciddi bir artış meydana geldi. Tüm demokratik toplumların temeli olarak gösterilen ve yıllarca özellikle AB Projeleri tarafından desteklenerek teşvik edilen “bir STK’ya üye olma” çağrısı anlaşılan ses bulmuş.
STK’lar toplum fertlerinin bireysel olarak duyuramayacakları seslerini topluluk olarak duyurumalarını sağlayan yegane fırsattır.
Ülkemizde 12 Eylül dönemi nedeniyle sürekli kuşku ile bakılan STK’lar artık bu kuşkuyu gidermiş ve hızla sayıları ve üyeleri artmaya başlamıştır.
İşveç nüfusunun 9 milyon olduğu ve STK üye sayısının ise 15 milyon olduğu düşünülürse bizdeki artış hızının da aslında hiç yeterli olmadığı ortadadır.
Gelelim Antalya’ya; Son yılarda özellikle ticari ve mesleki dernek oluşumlarının sayıları hızla arttı. Yıllardır faaliyet gösteren ve iş adamları derneği denince akla ilk gelen 1990 yılında kurulan ANSİAD (Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği) artık tek olmaktan çıktı. Antalya merkenizinin 5 ilçeye bölünmesi ile her ilçede bir Sanayici ve İşadamları Derneği kuruldu. Bu derneklerin sayısı ilçe sayısı ile de sınırlı kalmadı.
Müstakil Sanayici ve İşadamları derneği, Tüm sanayici ve işadamları derneği, Genç işadamları derneği, Girişimci işadamları derneği, Yörük işadamları derneği, Organize sanayi bölgesi işadamları derneği, Antalya işadamları derneği, Antalya Serbest Bölge işadamları derneği, Altınova işadamları derneği, Antalya Doğu ve Güneydoğu İşadamları derneği, Kepez, Döşemealtı, Konyaaltı, Aksu, Muratpaşa işadamları dernekleri ve niceleri… Bir SİAD’da üye olan birisini başka bir SİAD’da başkan yardımcısı olarak da görebilirsiniz…
Bu derneklerin faaliyetlerini basından ve yoğun olarak etkinlik paylaşımları için kullandıkları twitter’dan takip ettiğimiz kadarıyla şöyle sıralayabiliriz;
Ramazan’da iftar yemekleri,
Haftanın belirli bir günü sabah kahvaltıları,
Aylık akşam yemekleri,
İşyeri gezisi,
Protokol ziyaretleri,
Bayramlar’da huzurevi ve yetiştirme yurdu gezileri,
Yurtdışı gezileri,
Çevre il ve ilçe gezileri.
Peki Antalya için ne yapıyorlar?
SİAD’ların Antalya için ne yaptıklarının cevabını kendileri veririler. Ancak biz hepimize örnek olacak bir derneğin yıllar önce Antalya için yaptıklarını paylaşalım istedik.
62 yıl önce kurulan bu derneğin o yıllardaki iletişim araçları ve kısıtlı imkanlarla Antalya için gerçekleştirdikleri çalışmaları bir kez daha hatırlayalım da Antalya sevdası ile Koltuk sevdası arasındaki farkı ortaya koyalım istedik.
Derneğin adı “Antalya’yı Tanıtma ve Turizm Derneği” 1950 yılında kurulmuş. Yönetim Kurulu Dr.Burhanettin Onat, S.Fikri Erten, Osman H.Batur, Aldemir Konuk ve Mahmut Konuk, Denetleme Kuruluda, Dr.Ferruh Niyazi Ayoğlu, Abdi Atamer ve Livaettin Koç tarafından oluşmaktadır.
Derneğin Antalya için yaptığı hizmetlerden seçtiklerimiz;
Antalya’yı Tanıtma ve Turizm Derneği’nin yaptığı ilk faaliyetleri arasında Turistik Antalya Haritası ile Antalya isimli eseri hazırlatması ve bu eserlerin dernek yararına satışa çıkarılması bulunmaktadır.
Dernek tarafından Antalya çevresinde bulunan tarihi eserlere ayrılan yollara, işaret levhaları dikilmiştir.
Dernek tarafından bir Antalya filmi çektirilmiştir.
Antalya Albümü ikinci defa yayınlanmış ve bu eserin masrafı dernek tarafından karşılanmıştır.
Antalya’da iş yapan esnaflar, otelciler, şoförler, arabacılar ve lokantacılar dernek tarafından turiste nasıl davranacakları konusunda aydınlatılmıştır.
Derneği’nin gerçekleştirdiği önemli çalışmalar içinde, Antalya’da yapmış olduğu festivaller başta gelmektedir. Dernek ilk defa 19 Nisan 1953 tarihinde Antalya Belkıs Festivali’ni yapmıştır. Belkıs Harabeleri’nde düzenlenen festivale 15 bini aşan vatandaş iştirak etmiştir. Belkıs Festivali’ne turistlerde ilgi göstermiştir. Belkıs Festivali’nde Ankara Konservatuarı öğrencileri tarafından tiyatro gösterileri yapılmış, ayrıca güreş yarışmaları tertip edilmiştir.
Amerika’da yayınlanan bir tiyatro dergisinde de, bu festivalden bahseden bir yazı yayınlanmış ve 20 bin kişinin huzurunda Şekspir’in temsil edildiği yazılmıştır.
Dernek tarafından İkinci Antalya Belkıs Festivali de 1-3 Mayıs 1959 tarihinde yapılmıştır. İlk gün festival töreni Antalya’nın Cumhuriyet Meydanı’nda yapılmıştır. Törene 50 civarında milletvekili, yerli-yabancı turistler, esnaf teşekkülleri, öğrenciler, izciler ve 100 kişilik kadrosu ile Ankara Tarihi Mehter takımı ve çok kalabalık bir halk topluluğu katılmıştır. Üç gün devam eden festivalin son gününde, Belkıs Harabeleri’nde güreş yarışmaları yapılmış, tiyatro ve halk oyunları gösterileri sunulmuştur.
Antalya’yı Tanıtma ve Turizm Derneği, ikinci Antalya Belkıs Festivali’nden 142.719 lira gelir elde etmiş ve 114.265.72 lira gider yapmıştır.
Antalya’yı Tanıtma ve Turizm Derneği tarafından çeşitli gezilerde düzenlenmiştir. Dernek 16 Mart 1958 tarihinde Perge, Side, Aspendos tarihi harabeleri ile Manavgat Şelalesi’ne bir gezi tertip etmiştir. Bunun yanında 3 Temmuz 1958 tarihinde de bir Almanya gezisi düzenlenmiştir. Geziye Antalya’dan Dernek Başkanı Naşide Özbayrak başkanlığında 33 öğretmen iştirak etmiştir.
Antalya’yı Tanıtma ve Turizm Derneği’nin çalışmaları arasında turist rehberi yetiştirmekte bulunmaktadır. 1958 yılında dernek tarafından Antalya’da rehber kursu açılmış ve bu kurstan 38 kursiyer mezun olmuştur. Dernek, mezun olan bu öğrenciler için bir de gezi tertip etmiştir.
Aynı yıl dernek tarafından İngilizce, Fransızca ve Almanca dil kursları da açılmıştır.
Dernek tarafından davet edilen Erzurum Halk Oyunları ve Türküleri Ekibi de 29 Ekim 1958 tarihinde Antalya Şehir Sineması’nda gösterilerde bulunmuştur.
Kaynak: Ali Rıza Gönüllü Doktora Tezi ” Demokrat Parti Dönemi’nde Antalya (1950-1960)”
Günümüz SİAD’larının ve sözde STK’larının ne oldukları konusunda az çok hepimiz aynı fikirdeyizdir. Ancak bunu dile getiren olmamıştı. Dikkatimi çeken ise Antalya’yı Tanıtma ve Turizm Derneği’nin 50’lerde yaptıkları oldu. Bugün iletişim çağında EXPO’nun bile Antalyalılara tanıtılamadığı bir kentte büyüklerimiz neler yapmışlar. Sayenizde öğrendim. Bu siteye emeği geçen herkesi tebrik ederim
Sayın FullAntalya,
Antalya’nın, belki de bütün Türkiye’nin bir gerçeğine parmak basmışsınız. Benim de gözlemledğm gibi Antalya’daki birçok STK’larda üye olanları brkaç yıl geçmeden çeşitli partilerin kadrolarında ya Belediye Meclis Üyesi, ya da herhangi bir koltukta danışman olarak görmek mümkün.
Sizlerin de örnek olarak verdiği Antalya’yı Tanıtma ve Turizm Derneği örneğinde olduğu gibi, o yıllarda insanlar bir koltuk için değil, kentine hizmet için çalışıyorlardı. Ben ve diğer yabancı dil bilen okul arkadaşlarımızın hemen hemen tamamı bu derneğin (yaşımız 18’denküçük olduğu için) fahri üyesiydik. 18 Yaşına gelince de asil üyeliğe geçtik. Bayram tatillerinde, Antalya Festivali günlerinde kentimize gelen ve Turizm Derneği’ne baş vuran yerli veya yabancı turistleri ortaokul ve Lise öğrencileri olarak ev pansiyonlarına Antalya valiliği’nin tahsis ettiği araçlarla biz dağıtırdık.
Bu yıl 50. yılını geride bırktığımız Antalya Altın Portakal Film Festivali’ni, bir “ANTALYA BELKIS TİYATRO VE MÜZİK FESTİVALİ” adı ile sizin de yazdığınız gibi yine bu dernek 1953 yılında başlatmıştır.Antalya’nın okulları, Valisi, Belediye Başkanı, kentin ileri gelenleri, halkı, esnafı ile bütün Antalya bu derneğe sahip çıkmıştı.
Bugünkü STK’lar gördüğüm kadarıyla, kendileri ellerini taşın altına koyma yerine; “BİLGİÇ ABİ” olarak medyatik ve gündemde olmak adına sürekli akıl vermekten başka bir şey yapmıyorlar.
İşin en ilginç yanı bunların hepsi Zelzeleden, Raylı Sistem’den, Turizm’den, Tarih’ten, Coğrafya’dan, Sağlık’tan, Kimya’dan, Fizikten; öz cümle her şeyden anlıyorlar, her şeyi herkesten daha iyi biliyorlar.
Bütün konular sanki onların uzmanlık alanları gibi demeçler veriyorlar..Kendi esas konularına eğilmek, üyelerinin srunlarına çare aramak yerine, bu hafta ne yaparım da medyada yer alırım, telaşı içindiler. Ne yazık ki, hiçbir belediye başkanı da onlara “siz kendi işinize bakın” diyemiyor.
Ve… kaybeden ANTALYA oluyor,
Saygılarımla
Kalemine sağlık Hüseyin Ağabey, iyi ki varsın…
Yazıyı okurken aklıma bir isim geldi. O isim aklımda yazıyı okumayı tamamladım. Sonra Hüseyin Çimrin bey’in yorumunu okudum. Aklımdaki isim bu yazıya tam oturdu. Aklımdaki isim 2-3 yıl önce bir STK kuruluşunuda görev aldı. Sonra STK’nın başkanı oldu. Sonra ATSO Meclis Üyesi oldu sonra Muratpaşa Belediye Meclis Üyesi oldu… STK bugün faaliyetsiz kağıt üstünde bekliyor. Bizim başkan her yerde meclis üyesi…