Ferzan Özpetek; Daha uzun kalırsam Antalya’nın rengini o zaman söylerim

Antalya’da ‘Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ alan dünyaca ünlü yönetmen Ferzan Özpetek, fullantalya’nın  İstanbul; kırmızı, Roma; Sarı ise Antalya sizin için ne renk?  sorusunu; “Kaldığım zaman hep çok az oldu. Üç-dört gün. Belki daha uzun zaman kalırsam rengini o zaman size söyleyebilirim” şeklinde cevapladı.

Özpetek; “Antalya’nın benim için çok büyük bir değeri var. İlk defa böyle bir platforma çıktım ve orada ödüller kazandım.”

 

Seher Özen Karadeniz/fullantalya.com

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 55. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde ‘Yaşam Boyu Onur Ödülü’ alan dünyanın kalbindeki yönetmen Ferzan Özpetek, dün AKM’de gerçekleştirilen söyleşide sinemaseverlerin sorularını yanıtladı.

Özpetek, fullantalya.com’un “Kentlerin sizin için önemini filmlerinizden biliyoruz. Antalya’da geçirdiğiniz süre içinde Antalya’nın kent kimliği üzerine neler söylersiniz, ilk bakışta kent size neler hissettirdi? İstanbul; kırmızı, Roma; Sarı ise Antalya sizin için ne renk?  Şeklindeki sorularına şöyle cevap verdi: “Antalya’ya yıllar önce 7-8 yaşındayken annem ve kardeşlerimle birlikte festivale gelmiştim. Konyaaltı sahilinde yürümüştük. Sahil şimdi çok bakımlı gayet de güzel olmuş ancak benim hatıramda sahilin o zamanki berduş hali var ve o bambaşka bir şey.  

Antalya’ya bir daha 1997 yılında Hamam filmiyle geliyorum. Çok yeniyim daha, Türk sinemasından kimseyi tanımıyorum. Bir otelde kalıyoruz. İnsanlar ‘bir yönetmen var, filmi gösterilirken sinemanın yarısı çıkmış filmden, aileler rezil film demişler’ gibi sürekli olarak bana laf atıyor. Ben de kendi kendime diyorum ki; ‘ben buradan bir şey alamayacağım herhalde’, gitmeyi düşünüyorum. Niye buradayım? diyorum. Zeki Demirkubuz’un, Nuri Bilge’nin filmleri var. Onları da tanımıyorum. Bir de Nuri Bilge’nin afişini görüyorum, hoşuma gidiyor. Betül Mardin vardır, yıllardır benim çok yakın dostlarımdan biri, telefon açtım dedim ki; ‘Betül Hanım ben İstanbul’a döneceğim’, ‘Niye’ dedi.  Böyle bir duygu var üzerimde dedim. O da bana ‘senin üzerinde böyle bir duygu varsa orada kal’dedi.  Ardından bir telefon geldi. ‘Alo’ dedim. ‘Gözün aydın olsun’ dedi kapattı. Sonradan sesinden tanıdım, Engin Cezar’mış. Antalya’nın tarihinde o zamana kadar çok  az olan bir şeydi; en iyi yönetmenen iyi filmen müzik ödüllerini aldım. O yüzden Antalya’nın benim üzerimdeki etkisi derken; şehrin etkisi hariç bir de Antalya’nın çok büyük bir değeri var. İlk defa böyle bir platforma çıktım ve orada ödüller kazandım.

Antalya şehri dolaştığınız zaman ilk bakışta hoşunuza gitmeyen bir şehir, ama sonra yavaş yavaş içine giriyorsunuz, insanlarını tanıyorsunuz bayağı değişiyor. Biliyorsunuz, şehri   yapan insanlar. Avrupa’nın çok güzel şehirleri vardır. Her şey harikadır. İnsanları soğuktur şehirden zevk almazsınız, şehirle ilişki kuramazsınız. O nedenle Antalya’nın insanları hoş. Kaldığım zaman hep çok az oldu. Üç-dört gün. Belki daha uzun zaman kalırsam rengini o zaman size söyleyebilirim.”

AKM Aspendos salonunda gerçekleştirilen söyleşide Ferzan Özpetek’le çalışan yapımcı Tilde Corsi, sanat yönetmeni Deniz Kobanbay, tiyatro ve sinema oyuncusu Çiğdem Onat, oyuncu Şebnem Bozoklu ile görüntü yönetmeni Filippo Corticelli de ünlü yönetmenle ilgili anılarını ve çalışırken neler yaşadıklarını anlattı.

‘Hamam’la 15 günde hayatım değişti’

Hamam’ın kariyerindeki en önemli filmlerinden biri olduğunu söyleyen Ferzan Özpetek ; “16 yıllık yönetmen yardımcılığından sonra ilk filmimdi Hamam. Kısıtlı imkanlarla çekilen bir filmdi. Annem evden yemek yapıp sete gönderirdi. Filmi Venedik ve Berlin’deki festivallere almadılar. Moralim çok bozuldu. Berlin için gönderdiğimiz film orada kalmış. Cannes’dan gelen bir ekip tesadüfen filmi izledi ve Cannes’a taşıdı. Cannes’da gösterildikten sonra 15 günde tüm hayatım değişti. Hamam beni tüm dünyaya tanıttı. Ondan sonra yaptığım her filmimin çıkışı daha kolay oldu” dedi.

‘Doğu’da bir film çekmek istiyorum’

Türkiye’nin Doğusu’nda film yapmayı çok istediğini dile getiren Özpetek, “Diyarbakır’a gitmiştim. 32 uygarlığın olduğu bir yer. İnsanı etkileyen yerler. Atmosfer, ışık, insanlar… Mayıs’ta İtalya’da bir film çekeceğim. Belki bu filmimden sonra olabilir” diye konuştu.

Şebnem Bozoklu, Özpetek’le Tanışmasını Anlattı

Söyleşiye katılan Şebnem Bozoklu da Ferzan Özpetek ile nasıl tanıştığını anlattı: “Dönem dönem İstanbul’da oyuncular arasında Özpetek’in Türkiye’ye gelip film yapılacağı dedikodusu yayılır. Yine 2 sene önce böyle bir dedikodu yayıldı. Bunların konuşulduğu bir günde telefonum çaldı. Görüşülmeye çağrıldım. Saat 14.47 gibi çok profesyonel bir saat geldi! Türkiye’de yönetmenler oynatmak istedikleri rolle ilgili bir küçük sahne izlemek isterler. Ferzan bir şey oynatır diye düşünüyorum. Oturduk karşılıklı Serra Yılmaz ve Ferzan Özpetek. ‘Hoş geldin Şebnem’cim. Ben çok tanımıyorum ama sen çok meşhurmuşsun, öyle diyorlar’ dedi. Ne diyeceğimi bilemedim. Korkunç bir giriş! Büyük efsane beni buldu ve kaybettim diye düşündüm. ‘Şebnem’cim anlat bakalım sabah uyanınca ne yaparsın, evden çıkınca ne yapıyorsun, arabayla mı gidiyorsun işe, yürüyor musun, toplu taşıma kullanıyor musun?’ gibi gayet gündelik sorular sordu ve sohbet ettik. 40 dakika sonunda beni geçiştirdiğini düşündüm. Çağırdığı bütün arkadaşlarıma benzer sorular sormuş. Çağırmayacağını düşündüğüm bir anda beni ve arkadaşlarımı film için çağırdı.”

Ferzan Özpetek, oyuncu seçiminde deneme filmi çekmediğini, oyunculara gündelik şeyler sorduğunu söyledi. Özpetek, “Oyuncunun tavrından nasıl bir oyuncu olduğu anlaşılıyor, hiçbir zaman da yanılmadım. İçgüdüsel bir şey. Şebnem Bozoklu üstün bir oyuncu, Çiğdem Onat da öyle. Çalıştığım oyunculara aşık oluyorum. Biri ters bir şey söylese onlara düşman oluyorum. Beraber çalıştığım insanlar idol. Sette oyuncu sana heyecan veriyorsa yüzde yüz filmde izleyiciye heyecan verir” diye konuştu.

Yapımcı Tilde Corsi, Ferzan Özpetek’le Türkiye’de bir film daha çekmek istediğini söylerken, Çiğdem Onat, Özpetek’in çalışırken hem zarif hem de fazla mükemmelliyetçi olduğunu dile getirdi. Deniz Kobanbay ve Filippo Corticelli de Ferzan Özpetek’le çalıştıkları için çok şanslı olduklarını söyledi.

Söyleşinin ardından Özpetek’in 26 Ekim’de Türkiye’de vizyona girecek Napoli’nin Sırrı filminin fragmanı gösterildi.

 

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir