Antalya’nın Heykelleri:Ulusal Yükseliş Anıtı

Antalya’nın Taksimi sayılan  Cumhuriyet Meydanında yer alan Atatürk Heykeli’nin yapım hikayesini merak ettik. internette gezinirken  karşımıza yine Hüseyin Çimrin çıktı. Wowturkey.com adresinde yer alan bilgiler şöyle;

ANTALYA ULUSAL YÜKSELİŞ ANITI’nın anlamı
Bugünkü Cumhuriyet Meydanı’ndaki “Ulusal Yükseliş Anıtı” 1964 yılında açılmıştır. Heykeltıraş Prof. Dr. Hüseyin Gezer tarafından yapılan ve bedeli Antalya halkından toplanan bağışlarla karşılanan bu heykel, anıt heykelciliğine, kaide ile figürler arasında bir bütünlük kurması, kaidenin de anıtın anlatımına katılması yönünden bir yenilik getirmiştir. 6 metre yüksekliğindeki heyekele, 12 ton bronz malzeme kullanılmıştır.
Atatürk Anıtı Yaptırma Derneği Başkanı Muharrem Önal Bey’in Mimar Tarık Akıltopu ile Anıt için açtığı iki aşamalı yarışmaya 28 proje katıldı. Yarışma sonunda, katılanlar arasındaki 5 projenin heykeltıraşları ikinci bir yarışmaya davet edildiler. Sonuçta ise; Prof.Dr. Hüseyin Gezer’in projesi birinci seçildi. Bir yandan heykel yapılırken, diğer yandan dikileceği yer arandı. Cumhuriyet Meydanı uygun yer olarak saptanınca, kaide projesi uygulamasını Antalyalı Mimar Tarık Akıltopu üstlendi. Kaidedeki granit taşlar, Korkuteli yolu üzerindeki Yenice’den getirilmiştir. Anıtın kaidesi betonarme kabuk olup, içi boştur. Bronz heykelin ağırlığını 4 adet betonarme kolon taşımaktadır. Kaidedeki dik yüzeylere İstiklal Savaşı’nın çeşitli evrelerinin adı yazılmaya çalışılmış, ancak tamamlanamamıştır
Antalya Ulusal Yükseliş Anıtı’nın vermek istediği mesaj şöyledir: Yerden birden bire yükseliveren kaidenin en uç noktasında yer alan figürler, kurtuluşu, birlik ve beraberliğimizi, yüce Atatürk’ün önderliğinde, bir dizi zaferle kurulan modern Türk Devletini temsil eder. Anıt kaidesinde yer alan tarihler 19 Mayıs 1919’dan başlayarak yeni Türkiye Devletinin kuruluş sürecini başlatan zaferler, devletin kuruluşunda atılan adımlar, yeni Türk Devletine modern kimliğini veren devrimler zeminden başlayarak hızla yükselen anıtın basamaklarını meydana getirir. Ayrıca altta bulunan, üzerinde çeşitli olayların ve inkılap tarihlerinin yer aldığı basamaklar Hürriyet için verilen çabayı; üstte Atatürk’ün bindiği şahlanan “gemsiz” at bağımsız yükselmeyi simgeler. Atatürk’ün yanında yer alan kız-erkek figürleri gençliğin ülkenin bekçiliğini ve onlara verilen güven anlamını taşır. Türkiye’nin en anlamlı anıtlarından biridir.

Hüseyin Çimrin
Antalya Kent Tarihçisi

Tarık Akıltopu da anıtın yapımını şöyle anlatır;

“Sene 1964… Atatürk Anıtını Yaptırma Derneği Başkanı rahmetli Muharrem Önal. Ben derneğin teknik müşaviriyim. Muharrem bey bir gün bana “Akıltopu, paramız epey birikti, bu işe başlasak iyi olacak” dedi. Bundan sonraki iş bana düşüyordu. Ben bu işin nasıl yapılacağı hakkında bilgi almak için İstanbul’a, mezun olduğum okula Güzel Sanatlar Akademisi’ne gittim. Hocam profesör mimar rahmetli Sedat Hakkı Eldem ve Mehmet Ali Handan ile görüştüm. Bana yarışma şartname örnekleri verdiler ve iki kademeli yarışma yapmamızı önerdiler. Dernek olarak bu yarışmayı gazetelerle Türk heykeltraşlarına duyurduk. 28 heykeltraş bu yarışmaya katıldı. Projeler Teknik  Üniversite salonlarında sergilendi teşkil edilen seçici jüri heyetinde derneği temsilen ben de bulunuyordum. Bu 28 proje içinden 5 proje ikinci yarışmaya girme hakkını kazandı. Ve bu 5 proje sahibi heykeltraş arasında yapılan ikinci yarışmada bugün uygulamasını yapmış olduğumuz silifke’li profesör heykeltraş Hüseyin Gezer’in projesi birinciliği kazandı. Bu arada biz dernek olarak anıtın yapılacağı yeri tesbit ettirmek için iki profesör mimar davet ettik. Ben onlara muhtelif yerler gösterdim. Neticede anıtın şimdiki yapıldığı yer Cumhuriyet Meydanı uygun görüldü. Heykeltraşın gönderdiği proje üzerine kaideyi ben inşaa ettim. Uygulaması oldukça zor olan içi boş betonarme kabuk kaidenin inşaatına Tekniker Nedim Yaltırak’ın büyük emeği geçti. Kaidedeki granit taşlarını o zamanki Karayolları 13. Bölge Müdürü olan Orhan Büyükalp  Yenice’den kendi kamyonları ile getirdi. Heykeltraş yaptığı bronz heykeli kamyonla Antalya’ya getirdi, yerine beraber koyduk. Ancak üzülerek söylemek isterim ki, heykeltraşın kaide projesinde dik yüzeylere Kurtuluş savaşı’nın önemli muhtelif tarihleri yazılacaktı. Ustalara bu granit taş üzerine bu yazıları yazdırtamadım. Kaide betonarme kabuk olup içi oda gibi boştur. Bronz heykelin ağırlığını 4 adet betonarme kolon taşımaktadır. Bu kaidenin içine bir taş kapak çılarak girilebilir.”

NOT: Heykel sanatında yer alan bir kurala göre atlı heykellerde atın ayakları ile üzerindeki kişinin ölümü hakkında bilgi verilir. Şöyle ki;

Eğer ki atın iki ayağı birden havada ise, atın üstündeki kişi savaşta ölmüş demektir.
Eğer ki atın tek ayağı havada ise, savaş alanında aldığı yaradan sonra öldü demektir.
Eğer ki atın dört ayağı da yerde ise, bu adam eceli ile öldü demektir.

Bizim Ulusal Yükseliş Anıtında ise Atatürk’ün bindiği atın iki ayağıda havada. Oysa ki Atatürk savaşta ölmedi !


Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir