Antalya Kaleiçi’nde aynı kuruma ait iki kültür mirasının durumu dikkat çekiyor. Bir zamanlar Eski Kültür Müdürlüğü olarak kullanılan TÜTAV Adalya Konakları, bakımsızlıktan metruk bir haldeyken, aynı kuruma ait
Süper Ligte takımı olan devre arasında 1000 takımı ağarlıyan bir kentin stadının olmaması ve emanet özel mülkiyetli stadta maçlarını yapmasına kimsenenin inanamayacağını daha önce bir kaç yazımızda belirtmiştik.
Kaleiçi kimine göre Antalya’nın kalbi, kimine göre 3 bin yıllık bir mücevher. Bir gerçek var ki Antalya’da ister turist olun ister halktan biri, Kaleiçi gezmeye doyulamayan bir yer.
Antalya’nın ev sahipliğinde gerçekleşen Uluslararası Mimarlık Bienali, aslında son dönemde ülkemizde yapılan en önemli uluslar arası etkinliklerden biriydi. Sessiz sedasız gerçekleşen Bienalin etkilerini önümüzdeki dönemde görmeyi umut ediyoruz.
Bugün mübarek Kurban Bayramı’nın birinci günü. Biz de böyle bir günde, Antalya’ya özel bir et yemeği tanıtmak istedik. ATAV’ın Toroslardan Akdenize Antalya Lezzetleri adlı yemek kitabından “Düğün Eti”ni
Antalya bir yaz şehri gibi görünse de aslında sonbahar daha çok yakışıyor. Altın Portakal ekimde, Piyano Festivali kasımda, sayısız sergi, konser, etkinliklerle buram buram sanat kokan bir şehir
Antalya’da hava kirliliği tüm basın mensuplarının üzerinde hem fikir olduğu bir konu. Ama gündeme geldiğinde iş işten geçmiş oluyor ya da yeterli etkiyi yapmıyor ki, bürokratlar ve kent
“Tiyatro; insanı insana, insanı toprağına, insanı tarihine, insanı bugününe, insanı yarınına bağlayan bir güçtür.” Bu sözler Antalya Devlet Tiyatrosu’nun davetiyelerinde yer alıyor. Sahiden siz hiç tiyatroya gittiniz mi.