Dünyayı tuş eden şampiyon; İsmail Ogan
|1933 Yılında Antalya’nın Aksu Beldesinin Macun Köyünde dünyaya geldi. Baba adı Halil anne adı Fatma olmak üzere evli ve beş çocuk babasıdır. İlkokula dokuz yaşında başladı ve ilkokul çağlarında defter yaprağı ve kalem için güreş yaparak güreş hayatına başladı. Yıl 1942, savaş zamanı olduğu için maddi imkansızlıklardan dolayı defter ve kalem sahibi olması çok zor olan İsmail OGAN arkadaşlarının teşviki ile üst sınıflarla güreş tutardı. Güreşte kazandığı defter yapraklarını annesi dikerek birleştirir, küçük kalemleri kargıyla uzatırdı, İlköğretimini on beş yaşında bitirdi. Honamlı Yörüklerinden olan ailesi hayvancılık ile uğraştığı için babasının davarlarını güderek yaşamına devam etti. On yedi yaşında davar çobanlığı yaparken o zamanlar yapılan köy düğünlerinde tertiplenen yağlı güreşlere katılmaya başladı. Babası tarafından davarları bırakıp güreşe kaçtığı için defalarca dayak yiyen İsmail Ogan ; bir gün bir köy düğününde deste boyunda bir miktar para kazanıp bu parayı da babasına verince gerçek güreş hayatı başlamış oldu.
Güreşten para kazanıldığını hayretle gören babası oğluyla gurur duymaya başladı,Köy köy gezerek düğün güreşlerini takip etti ve oğlunu kendi güreşlere götürmeye başladı. Bir yıl sonra on sekiz yaşında köy düğün güreşlerinde baş pehlivanlığı almaya başlayan İsmail Ogan ; yirmi yaşlarına kadar köy düğün güreşlerinde güreştikten sonra vatani görevini yapmak üzere asker gitti. Askerliğini Jandarma olarak yapan Ogan babasının gönderdiği para yetmediği için fırsat buldukça ve komutanlarından izin aldıkça yöresel yağlı güreşlere katıldı. Acemi birliği Yozgat’ta bölükler arasında tertiplenen karakucak güreşlerinde birinci olunca komutanları ondaki meziyeti fark edip acemilik bittiğinde onu Ankara Maltepe’de bulunan Jandarma kuvvetleri güreş takımına gönderdi. Bu, İsmail Ogan’ın minder güreşi ile tanışmasını sağladı. Ordular arası düzenlenen Türkiye Güreş Şampiyonasında 73 kg da ikinci oldu. Minder güreşi yaptığı için komutanları tarafından artık yağlı güreş yapmasına izin verilmiyordu.Saklı olarak gittiği bir güreş sonrası o zaman Albay olan komutanı Nuri Turan’a yakalandı. Batman’a sürgün giderek askerlik bitine kadar güreşe ara vermek zorunda kaldı.
Askerliği bittikten sonra memleketi Antalya’ya dönen İsmail Ogan yeniden yağlı güreşlerde orta boydan itibaren boy göstermeye başladı. O dönemde her güreşçi lakabıyla tanınıyordu. Baba lakabı olan ‘Çürük’ten dolayı İsmail Ogan önceleri küçük boylarda güreşirken “çürüğün oğlu” diye Akdeniz yöresinde tanınmaya başladı. Artık büyük güreşlerde güreşen Ogan kısa sürede Baş’a güreşmeye başladı. Ve artık onu herkes “Çürük Pehlivan” olarak tanımaya ve takibe başladı. İlk büyük güreşini Aspendos Kalesinde yaptı. O dönemin ünlü pehlivanları Koca Sabri ve Adil Atan’ı yıkarak Baş Pehlivan oldu. Yörenin büyük güreş organizasyonlarında o dönemin namlı pehlivanlarından Orhan Çakar’ı Bucak Seki Yaylasında,Tarzan Mehmet’i Isparta Keçiborlu’da finalde yenerek daha çok tanınmaya başladı. Sıra artık 1955 yılı tarihi Elmalı yağlı güreşlerinde kendini ispata geldi. Bu güreş Ogan’ın hayatının dönüm noktası oldu.
Elmalı güreşinde Kırkpınar’da güreş tutan rakiplerle karşılama fırsatı bulan Ogan Kırkpınar pehlivanlarından Kör Sezai’yi yendi; finalde İrfan Atan ile beraber kalarak Baş pehlivanlığı paylaştı. O zaman güreş milli takımını Elmalı’ya getiren Yaşar Doğu tarafından güreşleri izlenen Ogan ünlü güreşçi tarafından beğenildi. Yaşar Doğu tarafından Minder güreşi ile Yağlı güreş arasındaki farkı göstermek amacıyla ; Minder güreşçileriyle Yağlı güreşçiler arasında gösteri amaçlı bir güreş tertip edildi.Yaşar Doğu , İsmail Ogan’ın o yıl dünya şampiyonu olan İsmet Atlı ile güreşmesini isteyerek denedi. İsmet Atlı ile sıkı bir güreşe tutuşan Ogan herkesi hayrete düşürdü. Başa baş geçen güreş sonrası Yaşar Doğu tarafından beğenilen İsmail Ogan’ın Minder güreşi hayatı başlamış oldu. Ankara’ya dönen Yaşar Doğu; Antalya valisi ile temasa geçerek İsmail Ogan’ın Ankara’ya gönderilmesini istedi. Vali Ogan’ı bularak Ankara’ya gönderdi. Yaşar Doğu ; Ogan’ı Ankara Güreş Kulübüne getirdi ve lisanslı güreşçi olarak kaydını yaptırdı. Bu kulüp güreşçisi olarak katıldığı Türkiye Şampiyonasında ilk yılında birinci oldu. 1957 yılında İstanbul’da yapılan Dünya Serbest Güreş Şampiyonasında 73 kg. da ülkemizi temsil etti. İranlı , Polanyalı , Bulgar ve İtalyan rakiplerini yendi.Yenilmeden finalde Rus güreşçi ile berabere kaldığı halde ; puan hesabı ile Dünya 2.si oldu.. 1958 yılında Sofya da yapılan Dünya Serbest Güreş Kupasında 73 Kg da 1. oldu. 1959 yılında İran’da (Tahran) yapılan Dünya Serbest Güreş Şampiyonasında 73 Kg da 3. oldu. 1960 yılında Serbest stil 73 Kg da Roma Olimpiyatlarına katıldı. İlk turda Bulgar, ikinci turda Rus , üçüncü turda Pakistanlı rakiplerini yenerek finale kaldı. Finalde kendi oyunu ile Amerikalıyla verdiği puanları kapatamayınca bir puan farkla Olimpiyat ikincisi oldu. 1961 yılında Japonya’nın Yokohoma kentinde yapılan Dünya Serbest Güreş Şampiyonasında 79 Kg da 4. oldu. 1963 yılında Sofya kentinde yapılan Dünya Serbest Güreş Şampiyonasında 78 Kg da 3. oldu. 1964 yılı Köstence’de Serbest stil 78 Kg da Balkan 1.si oldu. 1964 yılı Tokyo Olimpiyatlarında Serbest stil 78 Kg da 1. olan, Ogan dört yıl önce finalde kaybettiği güreşin rövanşı gibi ilk turda Amerikalıyla eşleşti. Amerikalı Tribble’yi 4 dakika 11 saniyede tuşla yenerek şampiyonaya iyi bir başlangıç yaptı. Hindli Singh’i, Arjantinli Graffigna’yı sayı hesabıyla, Moğol Jigjidym’i diskalifiye ile yendi. İkinci turda Bulgar,üçüncü turda Çek,dördüncü turda Rus rakibi Sagaradze’yi yendikten sonra finalde İranlı Sanatkaran’ı yenerek Serbest stilde ülkemize tek altın madalyayı kazandırdı. Kendine has uyguladığı Künde, Sarma, Sarma kle,tek ve çift dalma oyunları ile şampiyonanın en teknik güreşçisi seçildi.
Şampiyon olduktan sonra güreşi bıraktı. Memleketi Antalya’ya döndü. Emekli olana kadar Antalya Güreş Takımını çalıştırdı. Beş oğlunu da okutup üniversite mezunu yapan İsmail Ogan en büyük idealini gerçekleştirdi. Şu anda Antalya’nın Pehlivanlar diyarı olarak anılan Serik ilçesinde mütevazi bir hayat sürdürmektedir.
Başarıları:
1957 – İstanbul da Serbest stil 73 Kg’da Dünya 2.’si.
1959 – Tahran, İran da Serbest stil 79 Kg’da Dünya 3.’sü.
1960 – Roma Olimpiyatlarında Serbest stil 73 Kg’da 2.’si.
1961 – Yokohama, Japonya da 79 Kg’da Dünya 4.’sü.
1965 – Sofya, Bulgaristan’da Serbest stil 78 Kg’da Dünya 3.’sü.
1964 – Köstence de Serbest stil 78 Kg’da Balkan 1.’si.
1964 – Tokyo Olimpiyatları’nda Serbest stil 78 Kg’da 1.’si.
İsmail OĞAN Aksu Macun köyünden komşumuzdur,kendisi antrenmanlarını davr güderken taşşları kırarak ve bizim yalı dediğimiz şimdiki iplik fabrikasının olduğu yerden taşları yuvarlayarak yaparmış.Kaçak gittiği güreşler sonrası rahmetli Halil amcadan dayak yediğini babamdan ve kendisinden dinlemiştim.Ondaki cevheri gören babamlar babasını ikna ederek güreşlere götürürlermiş.Hatta babasının göndermeyip davar gütmeye yolladığı gedicekte aksakallı ermişin sen git davarlara ben bakarım dediğini,ve gittiğini,gelincede hayvanları aynı yerde bulduğunu dinlemiştim.Ben son zamanlarında pergede yapılan bir kaç güreşini görebilmiştim.Allah İSMAİL OĞAN abimize sağlıklı uzun ömür versin.
Bu insanları yeni kuşaklara tanıtmak lazım. Heykeli dikilecek örnek bir sporcu, örnek bir insan.
İsmail Hocamı severim. Serik’te beni de 1979’da güreşe çalıştırmıştı. Kendisine selam olsun. Saygı ve selam ile… Kendisine sağlıklı ve mutlu uzun bir hayat dilerim…
Çobanlık Dönemlerınde Duraliler Yaylasında Çobanlık Yaparmış.Rahmetlik ”Deli Kadir”(Baspehlıvan nızamettın akbaşın babası):Biz Hatılın İçinde Kış Günü Buzlu suya En fazla Yarım saat DAyanırdık ismail Ogan 1 saat o Buzun içinde Yatardı derdi.Antalya’nın Gurur Kaynaklarından Biridir Bence Hayatı Gençlere Ders Kitaplarında anlatılmalıdır.
Kitabını yazıyorum bitmek üzere. Okunması gereken bir hayat.
Kitabınızı merakla bekliyoruz. İyi çalışmalar dileriz.
ismail ogan benim akrabam
desen inanırmısın çünkü gerçek