ELMALI’NIN 7 HARİKASI

Elmalı Belediyesi’nin düzenlediği Elmalı Kültür Turu’nda, Antalya basını ve STK temsilcilerinden oluşan ekip ilçenin önemli tarihi, doğal ve kültürel miras yapılarını ve alanlarını ziyaret etti.

Seher Özen Karadeniz

Son yerel seçimlerde İyi Parti’den aday gösterildiği Elmalı’da belediye başkanlığını kazanan Halil Öztürk’ün ilk icraatlarından biri de Antalya yerel basını ve STK’larının davet edildiği Elmalı Kültür Turu oldu. Elmalı’nın tarihi, doğal ve kültürel zenginliğine dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen Elmalı Kültür Turu’nda, yüzlerce yıldır farklı kültürlere ev sahipliği yapmış olan Elmalı’nın tüm dönemlere ait yapıları ve doğal güzellikleri tanıtıldı.

Tarihi Helvacılar Çarşısı’nda Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk ve Elmalı Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Durmuş Altan ile birlikte Elmalı turizmini konuşurken.

Elmalı Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü ve aynı zamanda arkeolog olan Durmuş Altan’nın rehberliğinde Elmalı Arkeoloji Müzesi, Elmalı Muhammed Hamdi Yazır Müzesi, Vahab-ı Ümmi ve Sinan-ı Ümmi Türbesi, Ömer Paşa Cami, Tarihi Helvacılar Çarşısı, Avlan Gölü ve Likya Şarap Bağları ziyaret edildi. Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk’ün Tarihi Helvacılar Çarşısı’na kadar eşlik ettiği gezi sırasında, Öztürk, zengin tarihi ve doğal güzelliği olan Elmalı’nın yerli ve yabancı turistler nezdinde bilinirliğini arttırmayı hedeflediklerini söyledi.

Geçtiğimiz yıllarda Elmalı Belediyesi tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle başlatılan restorasyon ve yenileme çalışmaları sonunda tarihi geçmişi olan çarşı ve sokakların çehresi değişmiş, sokaklar daha bakımlı hale gelmiş. Yöreye özgü mimari dokuyla 250’nin üzerindeki yapının restore edildiği ilçe şimdilerde ziyaretçilerini bekliyor.

Son yıllarda bölgede ilgi gören seracılık ve bağcılıkla ekonomisinin de farklı alanlarda gelişme gösterdiği Elmalı, bir yandan da tarihi ve doğal güzelliklerini meraklısına anlatarak alternatif turizmin yeni rotalarından biri olmayı amaçlıyor.

  • ELMALI ARKEOLOJİ MÜZESİ

Antik çağda Likya olarak tanımlanan bölge içinde yer alan Elmalı, doğusu Pamfilya (Antalya), batısı Karya (Muğla), kuzeyi Psidısya (Burdur-Isparta) bölgesi ile çevrilmiştir. İlçedeki Karaburun, Semayük, Karataş, Kızılbel, Anıtsal mezarlar M.Ö. 5.-6. yy. ait Likya uygarlığının izlerini taşıyor. Elmalı Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü ve aynı zamanda arkeolog olan Durmuş Altan, bu bölgelerde yapılan arkeolojik kazılarda çıkan eserlerin Elmalı Arkeoloji Müzesi’nde sergilendiğini aktardı.  Durmuş Altan’ın rehberliğinde gezdiğimiz müzede, öncelikle müzenin bahçesinde yer alan Seren’le ilgili bilgi aldık. Ardından müzeyi gezdik. Neolotik dönem, ilk Tunç dönemi, Roma ve Bizans dönemine ait eserlerin sergilendiği Müze’nın en ilgi çeken bölümü ise Likya şehir sikkeleri oldu. Elmalı Definesi’ni değerli kılan, M.Ö. 5 yüzyıl civarında Batı Akdeniz kıyısındaki tüm şehir devletlerinin paralarını içermesi. Sikkelerin arasında en önemlisi dekadrahmiler. Dünyada o güne kadar yalnızca 13 örneği bulunan dekadrahmilerden Elmalı Definesi’nde tam 14 tane yer bulunuyor. Elmalı dekadrahmileri, M.Ö. 5. yüzyılda Yunanlar tarafından, Persleri yenilgiye uğratmaları nedeniyle basılmıştı. Müzede Elmalı Definesi’ne ait  imitasyon örnekleri  çarpıcı bir atmosfer içinde sergileniyor. Bilgilendirme panolarında definenin bulunuşu, kaçırılışı ve topraklarımıza dönüşü ile ilgili öyküye yer verilirken sikkeler hakkında ayrıntılı bilgiler de yer alıyor. Altan, sikkelerin asıllarının ise Antalya Arkeoloji Müzesi’nde sergilendiğini aktardı.

Müzede yer alan bir oda genişliğindeki anıtsal mezarların duvarlarına kök boya ile yapılmış devrinin kültürünü yansıtan av sahneleri, balık avı sahneleri, araba ve taht resimleri ise oldukça ilgi çekiyor.

  • ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR KENT MÜZESİ

Atatürk’ün Diyanet İşleri Başkanlığı’na verdiği talimatı üzerine Türkçe Kur’an tefsirlerinden birini telif etmiş din adamı, tercüman ve hattat Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın adını taşıyan müzenin ilk katı Yazır’a ayrılmış. Bu katta kendisinin şahsi eşyaları, el yazmaları ve Hat eserleri sergileniyor. Ayrıca Yazır’ın birebir boyutta bir de heykeli bulunuyor. Döneminin önemli şahsiyetlerinden biri olan Yazır, Türkçenin yanında Arapça, Farsça ve Fransızca da bilmektedir. “El-metalip ve’l-mezahip” adında Fransızcadan tercüme ettiği bir felsefe tarihi kitabı vardır. İstanbul Erenköy’de 27 Mayıs 1942’de vefat eden Yazır’ın kabri Sahrayı Cedit Mezarlığındadır.

Kent Müzesi’nin ikinci katında ise geleneksel Elmalı evi kurulmuş.

  • KETENCİ ÖMER PAŞA CAMİ

Elmalı merkezinde yer alan Cami, Ketenci Ömer Paşa tarafından 1.602 (1.016 Hicri) tarihinde yaptırılmıştır. Elmalı’nın olduğu kadar Antalya ilinde en büyük yapısı olan Ketenci Ömer Paşa Cami, camlı kapısı üzerindeki kitabesinden de anlaşılacağı üzere XVII. yüzyıl başında yapılmış olup, Klasik Osmanlı mimari tarzındadır. Yapıldığı yıldan bu yana iki kez restorasyon geçiren cami, neredeyse aralıksız olarak işlevini sürdürmüş.

Vahab-ı Ümmi Türbesi önündeki Anıt Ağacın Gövdesinden akan suyu içmek…
  • TÜRBELER

Abdulvahab (Vahab-ı Ümmi) Türbesi; Şehrin kuzeyinde en üst kısımda yer alıyor. Halvetiyye Tarikatı’nın Ahmeddiyye koluna bağlı Elmalı Halvetlerinin piri olup, tam adı Abdülvehhab el-Ümmi el-Elmalı el-Halveti’dir. Şiirlerinde çokça kullanıldığı mahlası olan Vahib-i Ümmi ismiyle tanınır. İlk ilmi tahsilini yöredeki medreselerde tamamlayan Vahab-i Ümmi, tasavvufi ve manevi terbiyesini ise Halvetiyye Tarikatı’nın Ahmediyye kolunun piri, Manisalı Yiğitbaşı Veli Ahmed Şemseddin-i Marmaravi’den almış ve ona insitsap etmiştir.Marmaravi’nin vefatıyla birlikte Elmalı, Vahab-i Ümmi aracılığıyla bir tarikat merkezi haline gelmiş ve yaklaşık üç asır bu konumunu sürdürmüştür.

 

Sinan-ı Ümmi Türbesi

Halvetiyye Tarikatı’nın Mısriyye kolunun kurucusu Niyaz-i Mısrı’nin (V.1105H./1694M.) şeyhidir. Tam adı Yusuf Sinan-ı Ümmi olup, daha çok “Ümmi Sinan” veya“ Sinan-ı Ümmi“ adıyla anılmıştır.

Elmalı’da doğan Sinan-ı Ümmi’nin doğum tarihi kesin olarak bilinmekte birlikte, bazı kaynaklardan hareketle, 1563-1567 yılları arasında doğduğu tahmin edilmektedir. İlk ilmi tahsilini yöredeki medreselerde tamamlayan Sinan-ı Ümmi, tasavvufi ve manevi terbiyesini ise Halvetiyye Tarıkatı şeyhlerinden Vahibi Ümmi’nin talebesi olan ve Finike-Turunçova’da, Alacadağ’da medfun bulunan Eroğlu Nuri Hz.’nden almıştır. Bir müderris olarak ilmi birikimi yöredeki çeşitli vesilelerle halka vaaz ve nasihatlerde bulunmuştur. Diğer yandan tekkesinde, müridleri Hakk’a vuslata hazırlayan ahlaki, manevi ve tasavvufi bir eğitim vermiştir.

Abdal Musa Türbesi

Elmalı Tekke köyündedir. Anadolu’nun ünlü erenlerinden ve ermişlerinden olan Abdal Musa Sultan aynı zamanda ünlü bir ozan ve düşünürüdür. Aslen Horasanlıdır: Azerbaycan’ın Hoy Kasabasına gelmiş ve bir süre orada yaşamış olduğundan “Hoylu“ olarak tanınır.

Hacı Bektaş-i Veli’nin amcası Haydar Ata’nın oğlu olan Hasan Gazi’nin oğludur. Abdal Musa Sultan Horasan Erenlerinden ve Hz. Peygamber soyundandır. 14yy. da yaşadığı Osmanlıların Bursa’yı fethettiği yıllarda Orhan Bey’in askerleriyle savaşlara katıldığı ve büyük yararlıklar gösterdiği tarihi kaynaklarda yazılıdır. Hacı Bektaş-i Velinin önde gelen halifelerindendir. Payesi “Sultanlık“, mertebesi “Abdallık“ tır. Pir evinde hizmet postu ise, “Ayakçı Postu“ dur. Bu post, Bektaşi Tarikatındaki on iki posttan onbirincisi olup diğer adı “Abdal Musa Sultan Postu’dur. Ayakçılık, Abdallık mertebesidir. Abdal Musa Sultan, kuruduğu tekkesinde sayısız kişiler irşat etmiş ve bunlar arasında büyük ozanlar yetişmiştir. Bunların en ünlüsü de Alevi- Bektaşi Edebiyatının abidelerinden sayılan Kaygusuz Abdaldır.

Alevi Bektaşi inancında önemli bir yere sahip olan Abdal Musa, her yıl Haziran ayında düzenlenen etkinliklerle anılır. Türkiye’nin dört bir yanından gelenler, etkinlikler çerçevesinde kurbanlar kesip, semah dönerler.

  • TARİHİ HELVACILAR ÇARŞISI

İlçe esnafının bir kısmı Ömer Paşa Cami’nin karşısında bulunan küçük bir sokaktan ibaret Helvacılar Çarşısı’nda hizmet veriyor. Bu çarşıda Elmalı’nın leblebisi, leblebi şekeri, helva ve lokumlarının satıldığı dükkanlar yer alıyor.

 

  • AVLAN GÖLÜ

Elmalı ilçesinde yer alan karstik oluşumlu göldür. Gölün denizden yüksekliği 1030 m, doğal halinde büyüklüğü 850 hektardır. Göl, Karagöl ile birlikte, 1030–1050 m yüksekliğindeki Elmalı polyesinde –Polye; karstik bir şekildir. Çözünebilen kayalar ve kireç taşlarının çözülmesi sonucu ortaya çıkan büyük düzlüklerdir.-yer alır. Elmalı polyesi Elmalı dağı ile Bey dağları arasında uzanır. Gölün bulunduğu alan kalkerli yapıdadır. Avlan gölü Elmalı polyesinin en çukur alanında oluşmuştur. Bazı yıllarda kuruyan Avlan gölü neler yapılabileceği tartışılmıştır. Jeolog Dr. Hans Stark’ın 1951’deki raporuna dayanarak 1970 yılında gölün kurutulmasına karar verilmiştir.1975-80 yılları arasında bir kanal açılarak sular Başgöz çayına akıtılmış ve göl kurutulmuştur. Gölün kurutulması pek çok alanda zararlı olmuştur. Sonları bundan vazgeçilmiş ve gölün su tutması sağlanmıştır. Şimdilerde içinde balıkların yer aldığı yaşayan bir göldür.

  • LİKYA BAĞLARI ve ŞARAPLARI

Likya Şarapları bir aile şirketi. Antalya’da şarap yapma fikri ailenin büyük oğlu Burak Özkan’dan çıkıyor. Antalya’da şarap yapımı için en uygun bölgenin Elmalı civarı olduğunu saptayan Özkan ailesi, 2000 yılında ilk bağlarını Avlan gölü kenarında kuruyorlar. Daha sonra karayolundan 15 dakika mesafede, Karagöl yamaçlarında yeni bağ alanları satın alıp, bölgeye en uygun üzüm çeşitleri araştırılarak dikiliyor.  Üretim tesisi ise 2007 yılında tamamlanıyor ve ilk ürünleri, Cabernet Boğazkere kupajı piyasaya çıkarıyorlar. Bugün yaklaşık 250 dönüm alanda Cabernet Sauvignon, Merlot, Syrah, Kalecik Karası, Öküzgözü, Boğazkere, Malbec, Pinot Noir, Pinot Meunier kırmızı üzümleriyle Chardonnay ve Sauvignon Blanc beyaz üzümleri yetiştiriliyor. Ayrıca firmanın kendi fidanlığında Merzifon dışında adı pek duyulmamış Merzifon Karası üzümünü ve civarda keşfedilen 200 yıllık bir asmadan elde edilen çubuklarla yörenin çok eski üzüm çeşitlerinden Acıkara’yı da yeniden şarap dünyasına kazandırıyorlar.

Özkan Ailesi bu girişimiyle yörenin kaderini değiştirip bağcılığın Elmalı’da yaygınlaşmasını sağlarken Türkiye’nin ve Antalya’nın adını da dünya şarap meraklarına tanıtıyorlar.

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir