Gündelik Yaşam Deneyimimde Saat Kulesi Var Mı, Yok Mu?
|Ruteba Doğan’ın kaleminden.
Görmeyi çok isteyip de göremediğiniz bir şeyi, özlediğiniz şey de olabilir bu, ya da aşina olduğunuz şeyi yerinde bulamamak. Antalya’da uzun zamandır Saat Kulesi için yaşadığım duygu bu. Yerinde ama yerinde değil, orada ama orada yok, restorasyon çalışması var, ama hala ya da henüz bitmedi. Ben, bir süre sonra oraya bakmak, orayı görmek eylemine ara verip, ve bir süre sonra da boş vermeye, unutmaya bırakan bir bakışın içine düşmenin tedirginliğiyle geçiyorum yanından. Zamana dair bir bakışın boşa düşmesine direnmek. Saat Kulesi, çalınan-silinmeye zorunlu bırakılan zamanlara, saatlere, aylara, yıllara, yaşama dair hissiyatımı tetikliyor, farkındayım. Sorularımın hepsinde başka bir şeyi, bir şeyleri işaret ettirerek sorduruyor: Saat Kulesi nerede, saat nerede, ne oldu saate, çalınan saatin yerine ne gelecek…
Yerli yabancı, buralı, buralı olmayan birçok insanın geçip gittiği bu yer ne anlatıyor şimdi? Kentin gündelik deneyiminden, toplumsal, tarihsel, kültürel, bireysel bellekten çalınan zamanın içinde, ‘yamanarak kapatılmış’ bu yere karşı ben nasıl bir yerde duruyorum?
Tramvay durağında oturup Saat Kulesini izlerken birçok yere sıçrıyor aklım. Etrafı kapatılmış yapıyı izliyorum, yapıyı en son gördüğüm zamanı hatırlamaya çalışıyorum. Eksilen, silinen şeyleri fark etmek can sıkıcı. Önceden çektiğim fotoğraflarına bakıyorum. Geçmişteki bir insanın yüzüne bakar gibi. Sonra tekrar karşımda duran, etrafı kapalı yapıya bakıyorum. Nostaljiye uzak bir hatırlama çabası bu ve edebiyattan alıntı yapmak istemesem de, bir tür kaybettirilen zamanın izinde halleri.
Saat Kulesine bakarken başka bir yerden alıntı yapmak daha iyi geliyor: Mekanları Tüketmek. John Urry, yerlerin tüketilmesinden bahsederken dört sav göstermeyi amaçladığını belirtiyor. Bunlardan üçüncüsü Saat Kulesi ile ilişkimde çok belirgin. “…yerler kelimenin gerçek anlamında tüketilebilmektedir; insanların bir yere ilişkin anlamlı buldukları şey (endüstri, tarih, binalar, yazın, çevre), zaman içinde kullanılarak azaltılmakta, bitirilmekte veya tüketilmektedir. Tersten bir okuma ile, zamanın içinde kullanımı azaltılmakta, -bakmak ve görmek kesintiye uğratılarak, sonlandırılarak- bitirilmekte veya tüketilmektedir; unutmak.
Bir şeyi onarmaya çalışırken insanın ne kadar bekleyebileceğini düşünüyorum. Beklerken onarılan şeyi tüketmek, unutmak. Uzayan, tamamlanmayan, tamamlanamayan onarımlarla geçen zaman, yaşam.
Onarılan şeye, onarıma duyulan anlam kaybı ile unutmanın gelişi. Saat Kulesinin kapatılmış hali bana bunları gösteriyor ya da ben Saat Kulesi bir örtünün arkasında dururken bunları görüyorum. Üstündeki örtü kalktığında, yeniden buluştuğumuzda ne göreceğimi bilmiyorum. (Ne zaman göreceğimi de bilmiyorum. Restorasyon ile ilgili Saat Kulesi önündeki bilgi: İşin Süresi: 300 Gün. İşin başlama tarihi: 14. 02. 2022 İşin Bitiş Tarihi: 10. 12. 2022) Bu yazıyı 11. 09. 2023 tarihinde yazıyorum. Gündelik yaşam deneyimimde Saat Kulesi hem var hem yok. Örtünün kalkmasını bekliyorum, zamana dair bir bakışın boşa düşmesine direnerek.
*Urry, J. (2018). Mekanları Tüketmek. (R. G. Öğdül, Çev.). (3.Basım). İstanbul: Ayrıntı.
Ruteba Doğan
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü Dramatik Yazarlık Ana Sanat Dalı Bölümü’nde eğitim gördü. Deneme, öykü, oyun, roman/film analizi yazıları yazıyor. Yazıları; Gazete Duvar, K24, Birgün, Varlık, Sözcükler, Tiyatro Tiyatro Dergisi yayınlandı. 2015 yılından bu yana “Yersiz Yurtsuz Tiyatro” çatısı altında tiyatro çalışmalarını, “RUD Atölye” çatısı altında da ‘Edebiyat/film’ anlatı analizi, yazı, çocuklar için felsefe atölyelerini yürütüyor.