İçinde sevgi olmayan bir yemeğin sanki tuzu eksik gibidir, yavan olur

7 Mehmet geleneksel tatları yeniliklerle biçimleyen bir öncü restorandır.

7 Mehmet, Antalya’da doğmuş ve şöhreti dünyaya ulaşmış bir alınyazı efsanesinin adıdır.

7 Mehmet, mevsiminde çıkan sebze ve meyvelerin mevsiminde lezzete dönüştüğü, Antalya’nın dağlarının yaylalarının, tarlalarının organik ürünlerinin geleneksel yöntemlerle müşterilerine sunan bir sağlık restoranıdır.

7 Mehmet, üç kuşaktır ülkemizin seçkin sanatçılarının, siyasetçilerinin, iş adamlarının övgüleri ile taçlandırılmış ve zirvedeki yerini onurla koruyan lider bir restorandır.

Sıcaktır, samimidir, iştah açar…

Antalya’nın en bilinen markalarından 7 Mehmet Restoran Mutfağı öksüz kaldı.

7 Mehmet’in kurucusu Mehmet Akdağ’dan bayrağı devralan ve markalaşmasında büyük pay sahibi olan Hakkı Akdağ yaşamını kaybetti. Merhuma Allah’tan rahmet, Ailesine ve sevenlerine sabır diliyoruz.

 

Hakkı Akdağ, son nefesine kadar mutfaktan çıkmadı. Konukları için birbirinden lezzetli yemekler, salatalar hazırladı.

Ünü dünyaya yayılan 7 Mehmet Restoran’ın ikinci kuşak sahibi Hakkı Akdağ’ı işine bağlayan iki önemli özellik var. İlki her bir fidanı kendi elleriyle diktiği bahçesi, ikincisi ise 1990 yılında tutmaya başladığı Şeref Defterine yazılmış olan yazılar… “Canım sıkkın, moralim bozuk olduğu günlerde Vehbi Koç’un yazdığı teşekkür yazısını okurum ve bir anda gözlerim dolar, canımın sıkıntısı yerini tatlı bir hüzne bırakır” diye ifade ettiği bu defter Hakkı Akdağ’ ın hayattaki en değer verdiği eşyalarından biri…

“İçinde sevgi olmayan bir yemeğin sanki tuzu eksik gibidir, yavan olur” diyen Hakkı Akdağ, babası Mehmet Akdağ’dan öğrendiği mesleğinde ilk defa mutfağa girdiğinde 7 yaşındaymış.

“Benim en büyük servetim buraya gelen dostlarımdır” diyen Hakkı Akdağ işin püf noktasını şöyle anlatıyor;

Tereyağı, Elmalı’nın yaylasından gelir. Zeytinyağı özel olarak Gemlik’den bizim için üretilir. Tulum Peynir’i Afyon’dan, baharda kuzu Balıkesir’den alınır, sadece bizde olan keçi peyniri Feslikan Yaylası’nda yapılıyor ve bir sene mağaralarda bekletiliyor. Bu malzemeleri alsanız da gene olmuyor.
Çünkü sadece burada en kaliteli malzemeyi kullanmakla iş bitmiyor. Biz yemeğe sevgimizi de katıyoruz. Bir tutam güler yüz, biraz hoşgörü, bir çorba kaşığı aşk, aldığı kadar sevgiyle yapılan yemekleri başka yerde yapsanız da olmaz. İçinde sevgi olmayan yemek tuzu az gibidir. Yavan olur. Bir yemek yediğinizde beş sene sonra da aynı yere gelseniz aynı tadı ararsınız. Bulamazsanız sükût-u hayale uğrarsınız. Ben bir müşterinin yemeği beğenip beğenmediğini mimiklerinden anlarım. Bu iş, dünyanın en keyifli ama en zor işi aynı zamanda…

 

Bir tek gün bile pişmanlık duymadım. Çok zor yıllardan geçtik ama gene dünyaya gelsem gene bu işi yaparım. Bazen benimde üzüldüğüm zamanlar olmuyor değil… O zamanlarda da buraya gelen ünlü insanların imzaladığı bir ‘Şeref Defteri’ var. Benim Şahadetnamemdir. Benim için de hepsi çok değerli ama iki tanesini özellikle böyle zamanlarda tekrar okurum. Biri Vehbi Koç’un diğeri yazar Aydın Boysan’ın sayfaları… Sizinle de bir bölümünü paylaşabilirim. “İlk Antalya seyahatim 1952 yılında olmuştu. Mahmut Konuk Bey beni 7 Mehmet Lokantasına getirdi. Lokantanın baş aşçısı olan Mehmet Usta bir yandan yapılan yemeklerle bir yandan müşterilerle ilgileniyordu, bir yandan da içiyordu. En lezzetli yemekleri burada yedim. Sonra kendisi vefat etti. Oğulları mesleği devam ettirmişler. Babalarının sağlığındaki gibi çok güzel bir lokanta… Bu kıymetli gençleri tebrik eder. Muvaffakiyetler dilerim. Mehmet Usta’nın da ruhu şad olsun. Bu güzel evlatlar ismini daima yaşatacaklardır. Vehbi Koç 1992”

Blog yazarı Gözde Gürer´in Hakkı Akdağ’la yaptığı söyleşi;

http://gozdegurer.blogspot.de/2009/05/hakki-akdag.html?m=1

Fotoğraflar: 7mehmet.com

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir