Kırk yıl önce Kaleiçi

“Zaman herşeyi değiştirir… İnsanları, yapıları, sokakları, taşıtları… Tek bir şey var değişmeyen: Anılarımız.”

Şu günlerde Antalya çok özel bir fotoğraf sergisine evsahipliği yapıyor. İsmi “Bir Zamanlar Kaleiçi 70’ler”.

Kaleiçi’ndeki Koruma Kurulu Müdürlüğü binasında. Çok uzak değil, 40 yıl önceki Kaleiçi’ne ait siyah beyaz fotoğraflar sergileniyor.

Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü ve Antalya Ticaret ve Sanayi Odası işbirliğiyle hazırlanmış.

Antalya’da yaşayanların mutlaka görmesi gereken bir sergi.

Antalya’da turizm hareketi 1980’li yıllardan itibaren hız kazandı.

Bu fotoğraflara bakınca Antalya’da büyük dönüşüm başlamadan, yani henüz turizmin T’si yokken, Antalya’da yaşam nasılmış, fikir ediniyorsunuz.

Arkeolojik kalıntılar göreceğinizi sanmayın sakın. Siyah beyaz fotoğrafların hemen hepsinde insanlar var, çocuklar var, kadınlar var.

Kaleiçi sakinleri sokaklarda, evlerin balkonlarında.

Henüz araç trafiği yok. Tek tük bisikletler, otomobiller var.

Sergiyi gezdikten sonra, Antalya’daki değişimi daha iyi anlıyorsunuz!

Serginin ev sahibi Kültür ve Turizm Bakanlığı Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürü Melike Gül’ün sözleri gerçekten anlamlı;

“Kaleiçi Türkiye’deki önemli koruma alanlarından biridir. 1973’te Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan bir ekip buraya gelerek evleri, sokakları ve insanları belgelemişler. Fakat günümüzde bu belgelerden bize sadece fotoğraflar kalmış. Ne yazık ki bu tespiti yapan kişilerin isimlerini dahi bilemiyoruz. Biz de elimizde kalan tek belge olan fotoğrafları Antalya halkıyla paylaşmak için bu sergiyi açtık.”

Kaleiçi’nde bulunan Kültür ve Turizm Bakanlığı Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü binası avlusunda yerli ve yabancı ziyaretçilerin izlenimine açılan sergide Kaleiçi’nin 1973 ve 1974 yılları arasında çekilen 50 fotoğrafı yer alıyor.

Sergi davetiyesinde şu bilgiler yer alıyor;

“Antalya kent merkezinin tarihi ne kadar eskiye dayanıyorsa, Kaleiçi yerleşimi de bu sürecin başlangıcı ve daima en önemli kısmı olmuştur. Kaleiçi ve yakın çevresi, bugün Antalyalının ve dışarıdan gelen ziyaretçilerin genelde turistik amaçlı gezi, yeme-içme mekanı olarak kullanılsa da, 1970’lerin sonuna kadar Antalya kent merkezi olmasının yanı sıra yaşamında merkeziydi. Evlerle birlikte esnaf ve sanatkarlar, bürolar, ticarethaneler, küçük ölçekli işletmeler burada yer almaktaydı.

Sokaklar hareketli, yeni yeni hayatın içine giren otomobillerle birlikte aynı zamanda çocukların oyun mekanıydı. Büyük, geniş avlulu evlerden, işletmelerden hayatın sesi yükseliyordu.

Korumak sadece mekanı korumak demek değildir. Mekan, eğer içinde anılarımızı, hayatımızı, bize ait bir şeyleri içermiyorsa bizim için bir anlam taşımaz. Dolayısıyla bize ait hissetmediğimiz bir şeyi geleceğe taşımamız, korumamız da anlamsızlaşır.

Fotoğraflar, anılarımızı mekanlarla birlikte aktaran en önemli belgelerdir. Bir fotoğraf karesinde yaşam dururken, aynı zamanda sonsuza kadar yaşar. O kare, çocukluğumuzu, evimizi, ailemizi, arkadaşlarımızı, sokağımızı, sevincimizi, hüznümüzü, sesleri, baktığımızda bize tekrar hatırlatmak için saklı tutar.

1970’li yılların başında Kültür ve Turizm Bakanlığı uzmanları, Kaleiçi geleneksel kent dokusunun korunarak gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla yaptıkları tespit çalışmalarında yapıları fotoğraflarken, Antalya kentinin o dönemki merkezi olan Kaleiçi ve yakın çevresinin yaşayan sokaklarını ve 1970’lerde Kaleiçi’ndeki yaşamı da fotoğraf karelerine aktararak günümüze çok önemli bir arşiv bırakmışlardır.

Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü arşivinde yer alan ve Antalya’nın, Antalyalının 1970’lerdeki anısını, yaşamını, insanlarını saklı tutan bu fotoğraf kareleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü ile Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nca düzenlenen sergide, Antalyalıları, Antalya’da yaşayanları, Antalya’yı ziyaret edenleri o anıları hatırlamaya davet etmektedir.”