Mimar Sinan Genim; Kaleiçi Özgünleşmeli

Üç Kapılar olarak bilinen Hadrianus Kapısı’nın bugün etkisiz olarak kullanıldığını belirten Genim, “Dünyanın kaç şehrinde böyle bir giriş kapısı var şehri belirleyen? 1800 senelik bir kapı. Bu bir meta ve bu metayı satmasını beceremiyorsanız kusur metada değil satmasını beceremeyen kafadadır” dedi.

Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) 2018 faaliyet yılı 8’nci Olağan Toplantısı Akra Hotel’de gerçekleştirildi. Toplantı Başkanlığı’nı ANSİAD üyesi İsmail Volkan Mimarlık Mühendislik Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Mimar İsmail Volkan’ın gerçekleştirdiği toplantının konuğu, Dr. M. Sinan Genim oldu. ‘Geçmişten Geleceğe Kaleiçi’ başlığında gerçekleştirilen toplantıya, ANSİAD üyesi iş insanları ve çok sayıda davetli katıldı. Antalya’nın Kaleiçi Bölgesi’ni M.S. 2. yüzyılda çizilmiş bir harita üzerinde anlatan Mimar Dr. Sinan Genim, “Kaleiçi bölgesi, Rum mahallesi, Türk mahallesi ve Musevi mahallesi olarak ayrılıyor. Antalya bugün yaygın bir alan, bugün Kaleiçi dediğimiz bölge küçük bir alan olarak burada kalıyor” dedi.

Kusur Metada Değil

Antalyalılar tarafından Üç Kapılar olarak bilinen Hadrianus Kapısı’nın bugün etkisiz olarak kullanıldığını belirten Genim, “Dünyanın kaç şehrinde böyle bir giriş kapısı var şehri belirleyen? 1800 senelik bir kapı. Cam muhafaza yapmışlardı biliyorsunuz. O oradan kaldırıldı, yaşlı bir insanın oradan ayağını burkmadan, kırmadan geçmesi pek mümkün değil. Sağından solundan geçiyorlar. Niye bu çözülmüyor? Kime söyleseler, Antalya’da eli kalem tutan her insan oraya bir çözüm üretebilir” diye konuştu. Tarihi yapıların tanıtımından zayıflık olduğunu belirten Genim, “Bu kadar etkili bir sermayenin, ülkeye ve ekonomiye etkili bir şekilde katılımını sağlamaktan aciziz bu gerçekten acı verici bir şey. Bu bir meta ve bu metayı satmasını beceremiyorsanız kusur metada değil satmasını beceremeyen kafadadır” dedi.

Sokakta Yanlış Malzeme

Kaleiçi sokaklarında çektiği fotoğraflarla yapılan yanlışlar ve evlerin üzerlerindeki kaybolan işçiliklerden bahseden Genim, çatlayan ve bozulan sokaklardaki kullanılan yanlış malzemeyi eleştirdi. Genim, “Yumuşak taşları kullanmayın, kenarında set taşlar var gayet güzel duruyorlar. Fakat geri kalanlar çatlamış ve kırılmış. Bizim mimar arkadaşlarımız var, mimarın temel kabullerinden birisi, başarılı olmak istiyorsanız işlerinizi basitçe halletmeniz gerekir. Karmaşık ve komplike işlerin içinden bir süre sonra çıkamazsınız ve başarı elde etmek bir süre sonra mümkün değildir” diye konuştu.

‘Yapmak İçin Yapılmış’

Kaleiçi’nde çektiği bir fotoğraf üzerinden yapılan yanlışı aktaran Genim sözlerini şöyle sürdürdü, “İyi niyetle görme engelliler için bir bant döşenmiş. Karşıda da başka bir bant var, yani burada yolun solundaki banttan sonra görme engelli vatandaş bantın bittiği yerden yolun sağına geçecek ve buradan devam edecek. Bu yapmış olmak için yapılan bir şey. Bunun başında bir adam yok mu? Ben yaptım oldu.” Kaleiçi’nde bir otel önünde yer alan cam kapaklarla ilgili çalışma yaptıklarını kaydeden Genim, “Daha önce üstünü kapatmışlar, içerideki buhar tepesine işliyor, bir şey görmeniz pek mümkün olmuyor. Yerden de bir karış yukarıda, adam da buraya bir şeyler koymak mecburiyetinde kalıyordu, çünkü takılan düşüyor. Kurul üyesi olduk 6 ay uğraştık sıfıra getirmek, düzenlemek için. Yazık günah” dedi.

Genim; ‘Sana Mı Kaldı?’

Kaleiçi’nin simgelerinde biri olan Kesik Minare’ye Suna İnan Kıraç Vakfı olarak talip olduklarını dile getiren Mimar Genim sözlerini şöyle sürdürdü; “Antalya’ya böyle bir armağan yapalım istedik, çünkü altında da bir antik yapı var. 1846’dan beri kullanılmıyor. Ben yaparım dedi vakıflar idaresi. Geçen gün gördüm arkasına bir iskele kurmuşlar, ne yapacaklar belli değil. Ne yaparlarsa yapsınlar, bütün mesele bugün insan hayatına katkısı olan bir yapı oluşturmak. Hıdırlık Kulesi ben bildim bileli boştur. İçine küçük bir şey yapılabilir, ziyarete açılabilir. Sürekli kapısı kilitlidir.” Yapılardaki özel simgelerin birer birer kaybolduğunu ya da tahrip edildiğini belirten Genim, “Tekeli Mehmet Paşa Camii’nin köşesine 200 yıl önce bir Mührü Süleyman işlenmiş, bunu aklı evvel bir vatandaş Yahudi yıldızı diye kazımış. Sana mı kaldı ya, senin mi aklına geldi bu? Bunu yapan adam farkında değildi de sen mi düzeltiyorsun bu işi? Kimse sesini çıkarmadı” diye konuştu.

İmitasyon değil, özgün tasarımlar yapılmalı

Kaleiçi gibi bir potansiyeli şehre kazandıramamanın çok üzücü olduğuna değinen Mimar Genim, “Orada imitasyon ürünler değil, özgün ve kendine has tasarımlar yapılmalı. Resim, hediyelik obje gibi çalışmalar yapılmalı. Bunun için neyimiz eksik çok merak ediyorum. 55 senedir hayatımda bu işler için uğraştım, yazdım, çizdim, geldiğimiz sonuçta kişisel olarak verdiğim emeğin karşılığı olmadığını düşünüyorum. Çok daha fazla şey yapmak vardı ama bürokrasi ile uğraşmaktan bazı şeyleri oturtamamaktan önümüzde bu kadar şey kaldı” dedi. Antalya’da önünde fotoğraf çektirecek birkaç bina olduğunu belirten Genim, “Bunlardan biri de Antalya Kültür Sanat (AKS) binası. Bundan övünç duymuyorum, utanç duyuyorum. Antalya’da bugün on binlerce bina var. Gelecekten özür dilerim, biz kendimize düşeni yeteri kadar yapmadık emek sarf etmedik. Kusura bakmayın ama ben dahil bugün burada hepimiz buradaysak bu çarpıklıklardan nemalandığımız için. Bunu düzeltmemiz lazım” dedi.

Toplantı, Başkan Sadi Kan ve Toplantı Başkanı İsmail Volkan’ın, Mimar Dr. Sinan Genim’e, seramik sanatçısı Tufan Dağıstanlı’nın seramik kuş heykelini takdimiyle sona erdi.  Toplantı sonrası Mimar Sinan Genim, Başkan Sadi Kan’a ‘Beyoğlu’nda 6 Yapı 6 Öykü, 1969-2018’ kitabını imzalayarak hediye etti.

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir