Mis Kokulu Lavanta Diyarından Geçtim
|Seher Özen Karadeniz / fullantalya
Çocukluğumdan beri doğanın içinde olmak, böceklerle, kuşlarla aynı havayı solumak beni hep mutlu etmiştir. Hele çiçeklere olan ilgimi bilmeyen yoktu. Bir çiçeğin peşinden o yaşımda aşmadığım tepe kalmazdı.
Gün oldu, devran döndü, büyüdüm. Çiçeklere olan merakım değişmedi. Hala onlar neredeyse ben de bir yolunu bulup gidiyorum. Haziran ayında Isparta’nın Ardıçlı Köyü’ne “gülleri” görmeye gittim. Blogda yazdım. Bu hafta sonu da Lavanta kokulu köy olarak da bilinen Isparta’nın Kuyucak Köyü’ne “lavanta tarlalarını” görmeye gittim.
Her ne kadar “mor cenneti” mor haliyle göremesem de hasada hazır lavantalar da yeterince ilgi çekici ve mis kokuluydu.
Haziran ayındaki ‘Antalya’da Yapılacaklar Listesi’ne, çevre gezisini de ekleyip, misafirlerinizle gidin demiştim, ben de mor cennete misafirlerimle gittim.
Daha köyün sınırlarına girer girmez, tarlaların içinde gezginler için oluşturulmuş fotoğraf çekim alanlarını görünce, işi, sadece lavanta üretimi yapmak olarak düşünmediklerini anlıyorsunuz.
Köyün içine girdiğinizde, soluklanacağınız mekanlardan tutunda, yanınızda götüreceğiniz hediyeliklere kadar tüm detayların düşünüldüğüne tanıklık ediyorsunuz. Henüz mağaza, kafeterya alanları ve stantların tasarımı istenilen düzeyde olmasa da başlangıç için hiç de fena değil.
Köy evlerinin arasında ilerlerken hemen her evin bir şekilde mora çaldığını görmek içinizi açıyor. Köyün ana caddesinin üzerinde bulunan dinlenme alanlarından keyifli ve iyi teşrif edilmiş olan Lavanta Cafe’ye oturmayı seçtik. Kimimiz lavanta çayı, kimimiz lavantalı dondurma sipariş etti. Ben lavantalı limonata istedim. Bitmişti. Çay istedim. Tadı fazla buruk gelince, dondurma yemeyi tercih ettim. Hepimiz buradaki anı fotoğrafı alanlarında tek tek fotoğraf çektirdik.
Fırsat bulmuşken işletme sahibi Gülşah Özcan’a merak ettiklerimi sordum. Gülşah Özcan, Keçiborlu’da yürütülen “Gelecek Turizmde” projesi kapsamında desteklenen girişimci kadınlardan biri. Proje kapsamında 22 kadın 6 ay eğitimden geçmiş. Kooperatifçilik, alan rehberliği, işletmede hijyen, güzel konuşma-diksiyon, kırsal turizm etkinliği, ev pansiyonculuğu, bitki yetiştirmeciliği ve girişimcilik gibi alanlarda dersler almışlar. Gülşah Hanım eşiyle birlikte Lavanta Cafe’yi ve 6 odalı küçük bir pansiyonu işletiyor. Gelen kaç gün kalıyor diye sordum, 1 gece kaldıkları gibi, 1 hafta kalanlar da varmış. Turlarla ve kendi imkanlarıyla günü birlik gelenler çoğunlukta gibi. Civarı gezmek, yürüyüş ve kamp yapmak için gelenler de varmış. Lavanta Cafe’de lavanta ürünlerinden oluşan satış standı da var. Burada satılan her şeyi siz mi üretiyorsunuz? diye sordum. Bazılarını kendileri ürettikleri gibi bazılarını da köydeki üreticilerden alıp, standa koyuyorlarmış.
Lavanta Cafe’den ayrıldıktan sonra hediyelik eşya tezgah ve dükkanlarını gezdik. Tıpkı gül gibi lavantanın da çeşit çeşit hediyelikleri vardı. Lavantalı lokum, lavanta yastığı, lavanta balı, lavanta suyu, lavanta kolonyası, lavantalı oda kokusu, lavanta kurusu. Hepsinden olmasa da hepimiz ilgimiz çekenlerden aldık.
Artık sıra lavanta tarlalarına gelmişti. Kimi tarlalar ziyaretçiler için özel olarak düzenlenmiş. Biz de buralarda fotoğraf çektirmeyi tercih ettik. Artık düğün fotoğrafları da burada çekiliyor. Biz oradayken, fotoğraf çektirmek için bir çift geldi.
Seneye yeniden gelmek isteyenlerle Temmuz başında, çiçek zamanı gelmeye karar verdik.
Bu mor cenneti görmeyenlerin mutlaka tatil planlarına Lavanta Diyarı Kuyucak Köyü’nü eklemesini öneririm.
Mor Cennetin Hikayesi Nasıl Başladı?
Gelelim Lavanta Diyarı’nın hikayesinin nasıl başladığına. Lavanta ilk olarak 1975 yılında Gül Tüccarı Zeki Konur tarafından bir Fransa ziyareti sonrası bölgeye getirilmiş. Öncelikle lavanta üretimi gül bahçelerinin kenarlarında ve evlerin bahçelerinde süs ve hobi amaçlı başlamış ve 90’lı yıllardan sonra ticari olarak üretime geçilmiş.
Isparta İli Keçiborlu İlçesi Türkiye’de lavanta üretiminde lokomotif üretici konumuna, bölgede alternatif gelir ve iş kaynakları oluşturulması amacıyla T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Anadolu Efes ortaklığı ile yürütülen “Gelecek Turizmde” proje çağrısına Keçiborlu Yardımlaşma Dayanışma ve Eğitim Derneği, Keçiborlu Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği ve Kuyucak Köyü Muhtarlığı ortaklığında sunulan projenin kabul edilmesiyle gelmiş. Yüzlerce proje içerisinden seçilerek proje uygulamaya konulmuş.
Köy halkı projenin içine entegre edilip gerekli eğitimlerin verilmesi sağlanmış. Özellikle görev alacak kadınların özgüven kazanmaları için daha önce benzer uygulamaların yapıldığı yerlere geziler düzenlenmiş. Projede Keçiborlu Köylere Hizmet Götürme Birliği, Keçiborlu Yardımlaşma Dayanışma ve Eğitim Derneği ve Kuyucak Köyü Muhtarlığı ortak olarak yer almış olup, Süleyman Demirel Üniversitesi Turizm Meslek Yüksek Okulu, Keçiborlu Halk Eğitim Merkezi ve Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı da işbirlikçi olarak projeye destek olmuşlar. Isparta Ticaret ve Sanayi Odası da projenin uygulama aşamasına destek vermiş. Yani elele verip bir köyü dünya markası yapmak için yola çıkmışlar. Yolları açık olsun.
Pegasus’un Temmuz Kapağı Provence
Temmuz ayında Pegasus Hava Yolları’yla Antalya’dan İstanbul’a giderken, yolculukta biraz da dergi karıştırayım dedim. Dergiyi elime aldım kapak mosmor. “Hah tamam, Kuyucak Köyü’nü yazmışlar” dedim. “Bak yine gidemedin çiçekler henüz morken” diye hayıflanırken fark ettim ki Fransa’nın mor cennetini yazmışlar.
İçerlemedim dersem yalan olur.
Hem de köy de hedefini şöyle koymuşken; “Türkiye de keşfedilmeyi bekleyen gizli kalmış en önemli 9 yerden birincisi olarak gösterilen Lavanta Kokulu Köyümüzün tanıtılması, her yıl milyonlarca ziyaretçinin akın ettiği, Fransa’nın Provence bölgesini anımsatan Kuyucak lavanta tarlalarının Fransa’ya rakip olabilecek potansiyelinin ortaya çıkartılması ve kırsal turizm merkezlerinden biri haline gelmesi en önemli hedeftir. Böylelikle bölgenin ekonomik olarak refah düzeyinin artması ve sosyal ve ekonomik kalkınmasının sağlanması, özellikle dezavantajlı grup içerisinde bulunan kadınların istihdam edilerek, istihdam sorununun çözümüne katkıda bulunulması amaçlanmıştır.”
Bu amaçlar için belki önümüzdeki sene kapakta Kuyucak Köyü olur.
Ben de söz verdim bu kez Kuyucak mosmorken gideceğim.