Sadece Antalya’da tadabileceğiniz bir lezzet; 18’in Bağaçası

Bazı tatlar vardır güzel hatıralar gibi. Unutamazsınız. Kokusu burnunuzun ucundadır, tadı her daim damağınızda…
Antalya’nın Kalekapısı Mevkii’nde bir lezzet durağı tarif edeceğim. Saat Kulesi’nin karşısındaki Geleneksel 18’in Bağaçaları… Poğaça mı, boğaça mı diye sorabilirsiniz ama dükkanın adı 18’in Bağaçası… Fazla kafa yormaya gerek yok. Koyan böyle koşmuş.

Bağaça, üzeri susam ve fıstıkla süslenmiş tahinli bir yiyecek, bir tür “Tarçınlı Kek” de denilebilir…
18’in Bağaçası Antalya’da özellikle Ramazan ayında iftar ve sahur sofralarının vazgeçilmezidir. Çocukluğumdan beri her Ramazan’da evimizde sofrada görürüm. İçindeki malzemelerden dolayı tokluk hissi verdiği rivayet ediliyor. Eskiden özellikle Ramazan aylarında üretilir ve satılırmış, bugün yaz – kış tüketiliyor.

Yapımında; tahin, şeker, tarçın, tereyağı, çam sakızı, mideye dokunmayan nohut mayası kullanılıyor. Tereyağlı-çam sakızlı ve sade çeşitleri var.
Tam üretim tarihi bilinmese de 1940’lı yıllardan bu yana yapıldığı rivayet olunuyor.
Adı neden “18” kısaca anlatayım. Kurucusu Mustafa Zünbül’ün okul numarası 18’miş. Onun için bu adı vermiş. Mustafa Amca, Gazi Mustafa Kemal İlköğretim Okulu mezunu imiş bunu da belirteyim.

Bugün yine aynı okuldan mezun ve aynı adı taşıyan torunu Mustafa Zünbül dükkanın işletmesini üstlenmiş durumda.

Kalekapısı’ndaki dükkanda başka lezzetler de var. Örneğin portakallı kurabiye. Antalya’da başka yer de bulamazsınız. Ayrıca acıbademi enfestir.

Kömürde kavrulmuş tuzlu fıstık ve kabak çekirdeği de her zaman taze ve lezizdir.

18’in yeri eskiden sadece Ramazan ayında dolup taşarken, artık dört mevsim Antalyalılar’ın hatta yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri. Torun Mustafa Zünbül, “Hediye olarak alanlar var. Başka şehirlerden arayıp isteyenler var. Kargoyla gönderiyoruz” diyor.

Anlayacağınız 18’in Bağaçası, “turistik hediye” sıkıntısı çekilen Antalya’da tıpkı turunç reçeli gibi güzel bir hediye olmuş.
18’in yerine son gittiğimde ünlü sinema sanatçısı Ahmet Mekin ve Antalya’nın sivil tarihçisi Hüseyin Çimrin’le karşılaştım. Selvi Boylum Al Yazmalım Ahmet Abi de 18’in bağaçasını sevenlerden.

Kalekapısı’na yolunuz düşerse mutlaka uğrayıp tadınız.