Şehirleri Sanatçılar Tasarlamalı-1
|Şehirler için “estetikten uzak” eleştirisi son zamanlarda kamuoyunda sık karşılaştığımız bir cümle… Şehirlerin estetik kaygısını ise sanatçılar giderebilir… Örneğin her belediye ve şehir yönetimi etkinliğinde örnek olarak gösterilen Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen başarılı bir balmumu ve heykel sanatçısıdır… Eseri de ortada… İngiliz BBC kanalı “şehir kahramanları” listesine girmiş bir belediye başkanı…
Şehirlerimizdeki binaların estetik kaygısından uzak görüntüleri için başlıca çözüm olarak görülen “yıkıp yeniden inşa etmek” ya da “yeniden boyamak” yaklaşımlarından hariç uygulamaları bulmakta mümkün…
Sanatçı yaklaşımı ile sıradan bir bina şehrin turistik destinasyonu haline gelebiliyor. İşte bir örnek;
Almanya’da sanatçıların inşa ettiği ev, yağmur yağınca farklı müzikler çalıyor. Binanın yüzeyindeki su oluklarıı ve huniler, orkestranın üflemeli çalgılarını andırıyor.
Almanya’nın Dresden şehrinde sanatçıların yaşadığı bir bölgede yer alan ev, zigzaglar çizen su olukları ve hunilerle yağmurda müzik çalıyor.
Mavi renkli binadaki huni ve su olukları, yağmurlu havalarda farklı müzik enstrümanlarına dönüşüyor. Neustadt Kunsthofpassage olarak adlandırılan binanın tasarımı Annette Paul, Christoph Roßner ve André Tempel’e ait.
Boyle binalar Antalyamizda da var!Haksizlik etmeyelim. Ozellikle ana cadde uzerindeki apartman altlarindaki restoranlarin, 7-8 kat yukariya disardan verdikleri dev bacalarda, birer tasarim harikasi degiller midir?
Belediyelerimiz sadece kaldırım ve refüj düzenlemeleri yapıyor. Oysa Işıklar ve Güllük’teki bazı binaları sanatçılara emanet edersek, hem sokaklar cazibe merkezi olur, hem de bölgenin değeri artar.