Turgut Cansever
|Ünlü mimar hatta mimarlığın duayenlerinden Turgut Canser’i tanıyor muydunuz? peki Antalyalı olduğunu biliyor muydunuz?
Turgut Canser’i Vikipedia’da şöyle tanıtır;
Turgut Cansever (d. 1920, Antalya – ö. 22 Şubat 2009, İstanbul) Türk mimar, şehir plancısı, düşünür. Dünyada üç kez Ağa Han Mimarlık Ödülü almış tek mimardır. “Bilge Mimar” da olarak anılır. Kent, imar, koruma alanlarında pek çok görev almış, Beyazıt Meydanı’nı tasarlamıştır. Türkiye’deki ilk sanat tarihi doktora tezinin sahibidir.
1920 yılında Antalya’da doğdu. Doktor Hasan Ferit Bey ile eşi Saime Hanım’ın beş çocuğundan en büyüğüdür.
Babası Doktor Hasan Ferit Bey, Kasımpaşa Turabi Tekkesi şeyhi ve Bab-ı Ali’nin üst düzey bürokratlarından birisi olan Şeyh Ali Efendi’nin oğlu idi. Bürokrat olmak yerine tıp okumayı seçen, savaş yıllarında Sina Cehpesinde Sahra Başhekimliği yapan, Türk Ocakları’nın kurucuları arasında yer alan Hasan Ferid Bey; devlet ideolojisine muhalif kalmış, Ankara’da üst düzey görev tekliflerini reddederek Antalya’da, Adana’da sıtma mücadelesinde görev almayı tercih etmiş, Tavşanlı’da Bursa’da sürgün hayatı yaşamış bir fikir adamı ve doktordur.
Annesi Saime Hanım ise Filibe kökenli bir öğretmendir. Halide Edip Adıvar’ın öğrencisi olarak yetişmiş, 19 yaşına geldiğinde gönüllü olarak Kudüs’te öğretmen olmayı kabul etmiş bir hanımdır.
Öğrenim Hayatı
Turgut Canserver, ilkokulu Ankara ve Bursa’da okudu. İlkokul yıllarından sonra ailesi İstanbul’a taşınmıştı. Lise öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde tamamladı. Okul ve sınıf arkadaşlarından bazıları Turan Güneş, Turhan Feyzioğlu, İlhan Usmanbaş, Avni Arbaş, Cihat Burak’tır.
Ressam olmak düşüncesiyle girdiği İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde Halil Dikmen’le, Mazhar Şevket İpşiroğlu’yla, Sedad Hakkı Eldem’le tanıştı. Mimarlık öğrenimi görmeye karar verdi. Sedad Hakkı Bey’in yardımcısı oldu. Mimarlık öğreniminden sonra sanat tarihi doktorası yapmaya yöneldi. 1946 yılında derslere başladı ve İslam Sanatı tarihi hocası Erstn Diez onu çok etkiledi. 1949’da yazdığı “Osmanlı ve Selçuklu Mimarisinde Sütun Başlıkları” adlı doktora tezi, Türkiye’de yapılan sanat tarihi doktora tezlerinin ilkidir. Tezi için 14 Anadolu şehrini ve 111 yapıyı ziyaret etti. Eser, 2010 yılında “Sonsuz Mekânın Peşinde: Selçuk ve Osmanlı Sanatında Sütun Başlıkları” adıyla yayımlandı.
Fransa’ya giderek bir süre Avrupa’yı dolaştı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden “Modern Mimarinin Sorunları” adlı 1960 tarihli tezi ile doçent ünvanını aldı.
Meslek hayatı
1949 yılında Sadullah Paşa Yalısı’nın restorasyonu gerçekleştirdi. Bu, meslek yaşamının ilk önemli deneyimi oldu. 1951’de ortağı Abdurrahman Hancı ile birlikte ilk mimarlık bürosunu kurdu. Birlikte tasarladıkları Anadolu Kulübü Oteli, önemli eserlerindendir. Karatepe Açık Hava Müzesi, Diyarbakır Koleji, ODTÜ Kampüsü yarışma projesi, Türk Tarih Kurumu binası 1950’li yıllarda tasarlanmış çalışmalardandır.
1952 yılında Nilüfer Hanım ile evlendi çiftin Hasan, Emine ve Feyza (1961) isminde çocukları oldu ve mimarlık mesleğini seçtiler.
Cansever 1958’de Beyazit Meydanı tasarımına başladı. Bu çalışma, onu kent, imar, koruma alanında mücadele vermeye yönlendirdi. Bu alanlarda kısa süreli pek çok görev aldı. Aldığı görevlerin bazıları şunlardır: 1959-1960’ta kuruluşunda bulunduğu Marmara Bölgesi Planlama Teşkilatı Başkanlığı ve 1961’de İstanbul Belediyesi Planlama Müdürlüğü; 1974-1975’te Dünya Bankası İstanbul Metropol Planlama Projesi’ne başkanlık; 1974-1976 arasında Avrupa Konseyi Türk Delegasyonu Üyeliği; 1975-1980 arasında İstanbul Belediyesi’nde, 1979’da Ankara Belediyesi metropol planlama, yeni yerleşmeler, kent merkezleri ve koruma danışmanlığı.
1960’lı yıllar, Cansever’in Bodrum’la tanıştığı dönemdir. Kendisine 1980’de aldığı iki Ağa Han Mimarlık Ödülü’nden birisini getirecek olan Ertegün Evi restorasyonu Bodrum’la tanışmasının sonucudur.
Türk Tarih Kurumu binası (1951-1967, Ankara, Ertur Yener ile birlikte gerçekleştirdiği) ve Ahmet Ertegün evi yenilemesi (1971-1973, Bodrum) ona 1980 yılında iki Ağa Han ödülü getirdi. Üçüncü ödülü ise 1992 yılında aldı. Bodrum’un 9km. kuzeyindeki Mandalya Koyu’nda toplam 3 otel ve 500 evden oluşan; Emine Öğün, Mehmet Öğün ve Feyza Cansever ile gerçekleştirdiği Demir Evleri Projesi kendisine üçüncü Ağa Han Ödülü’nü getirdi. Üç kez Ağa Han Mimarlık Ödülü almış dünyadaki tek mimar oldu.
1983’te Mekke Üniversitesi’nde eğitim programı hazırlık danışmanı olarak çalıştı. Aynı yıl, Ağa Han Mimarlık Ödülü Master Jürisi’nde görev aldı.
Cansever, doksanlı yıllarda yayım etkinliklerini sürdürdü. Pek çok makale yayımladı, yazı derlemelerini kitap haline getirdi. Anıtsal bir yapıt olan Mimar Sinan kitabını 2005 yılında yayımladı.
2007 yılında İstanbul’da, hakkında “Turgut Cansever: Mimar ve Düşünce Adamı” başlıklı sergi açıldı. Küratörlüğünü Uğur Tanyeli ile Atilla Yücel’in yaptığı sergi, Türkiye’de arşiv belgesi niteliğinde malzemeye dayanarak yapılmış ilk retrospektif mimar sergisidir.
2000 yılında kalbine pil takılan ve 2008 temmuzundan itibaren yatağa bağlı tedavi gören Turgut Cansever, 22 Şubat 2009 günü İstanbul Kadıköy Çiftehavuzlar‘daki evinde vefat etti. Turgut Cansever’in cenazesi 23 Şubat 2009 günü Fatih Camii’nde ikindi namazından sonra kılınan cenaze namazının ardından Edirnekapı Mezarlığı’da toprağa verildi.
Hayatı boyunca çok sayıda ödül alan Turgut Cansever’in son ödülü Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü olmuştu.
Tüm eserlerinin listesi için
http://www.arkiv.com.tr/m203-turgut-cansever.html
Kitaplarının listesi için
http://kitap.antoloji.com/kisi.asp?CAS=135637
Antalya’da böyle değerli insanları hatırlatacak bir hatıra var mı? Turgut Canssever’in ismi bir caddeye, bir salona, bir parka verilmeli.
KEPEZ BELEDİYESİ MASA DAĞI BÖLGESİNDE YENİ AÇTIĞI BİR BÜYÜK BULVARA ŞUBAT 2013 de ANTALYA’nın İFTİHAR VESİLELERİNDEN OLAN MERHUM TURGUT CANSEVER’in İSMİNİ VERDİ.
Yeni nesil olarak sayın Turgut Cansever’i tanımıyoruz. Ama kentin sivil toplum örgütlerinde başkanlık yapıp siyasi partilerden seçim zamanlarında aday olanları ya da aday adayı olan Meslek Odası Başkanlarını tanıyoruz.