Üniversite Mahalleyle Buluşsun

Alışveriş kültürümüzün değiştiği herkesin AVM’lere taşındığı günümüzde, çocuklarımız da mahallerinden bihaber, hayat mücadelesine evlerinde hazırlanıyorlar. Onlar sokaklarındaki çocukların isimlerini bilmezken, sanal âlemdeki oyun karakterlerini akrabalarından daha iyi biliyorlar. Onları özellikle uzun tatil günlerinde ya yaz okullarının sıkı temposuna ya da boş evlerin sessiz odalarında bilgisayarlarına terk ediyoruz.

Hâlbuki üniversitelerimiz, özellikle güzel sanatlar ve beden eğitimi bölümleri, çocuklarımızla mahallelerinde ilgilense, muhtar amcalarının, site yönetimlerinin gösterdiği alanlarda çocuklarımızla güzel vakit geçirse, ağabeylik, ablalık yapsa anne babalar ve tabii ki çocuklarımız çok mutlu olacaktır. Bu sayede de üniversitelerimizin toplumun belleğindeki ‘halktan uzak’ klişesi de kırılmış olacaktır.

Bu gerekçeye dayanarak şöyle de bir hayal kurabilir miyiz? Düşünsenize çocuklarla üniversite öğrencileri birlikte resim yapıp, müzik notaları sıralıyor. Çocuklar atletizmde nasıl koşulacağını, nefesini nasıl kullanacağını üniversiteli ağabeyine soruyor. Sordukça altyapısı daha güçlü sporcular çıkıyor. Hayallerinde sanal âlemdeki karakterle savaşmak yerine yan apartmandaki arkadaşıyla birlikte en güzel resmi çiziyor. Çizdikçe yaşadığı kente daha fazla sahip çıkıyor. Bir şeyler yapmaya, katkı koymaya çalışıyor.

Çocuklar mahalleye o kadar bağlanıyor ki, artık AVM’deki hamburgerciden değil de arkadaşlarıyla birlikte evden getirip yediği peynir ekmek, domates yiyor. Artık mahallenin küçük bakkalından alış veriş yapıyor. Alt kattaki Süleyman amca ile Hatice teyzesine selam veriyor. Ayşe teyzenin pazar çantasına el atıp, eve kadar getiriyor.”

Evet üniversitelerimiz ilçelerde, semtlerde mini ofisler açarak topluma bildiklerini öğretmeli. Sadece çocuklara değil yetişkinlere de. Tabii ki tek başlarına üniversitelerimiz bu işin içinden çıkamaz. O zaman haydi belediyeler, sivil toplum kuruluşları. Belki o zaman toplum olarak gereksiz tartışmalar yerine daha estetik değerler üzerine kafa yorabiliriz.

2 Yorum

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir