Yedi Bölge Tüm Renkleriyle YÖREX’te Buluşuyor
|Ülkemizin ve hatta dünyanın ilk yöresel ürünler fuarı olan YÖREX, ANFAŞ Fuar Merkezi’nde yarın açılıyor. Fuar 23-27 Ekim tarihleri arasında yöresel lezzetleri üreticisinden almayı isteyen ziyaretçilerini ağırlayacak.
ATB Başkanı Ali Çandır; “Hem okul müdürlerine hem ailelere çağrıda bulunuyorum. Çocuklarımız bu fuara gelsinler, yöresel ürünlerimizi tanısınlar.”
Röportaj: Seher Özen Karadeniz
Onbir yıl önce Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)’ nin başlattığı “Kriz Varsa, Çare De Var” iletişim kampanyasından yola çıkılarak, Antalya Ticaret Borsası öncülüğünde “Sizin Oraların Nesi Meşhur?” özdeyişinden hareketle planlan yöresel ürünler fuarı YÖREX Fuarı yarın açılıyor.
Antalya’da düzenlenen fuarlar arasında ülke genelinde ve Antalya özelinde en çok haber olan ve en çok konuşula fuar olan YÖREX’i Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır’la konuştuk.
“YÖREX, kültür ihracının da önünü açacak, derinlemesine bir çalışma.”
- Bugünden 10 yıl öncesine baktığınızda YÖREX’in kent ve ülke çapında geldiği noktayı nasıl değerlendirirsiniz?
Onbir yıl önce Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin başlattığı “Kriz Varsa, Çare De Var” iletişim kampanyasından edindiğimiz ilhamla bir yöresel ürünler projesi ürettik. “Sizin Oraların Nesi Meşhur?” özdeyişimizden hareketle faaliyetlerine başladığımız YÖREX Fuarı ise bu projenin ürünlerinden biridir. İlk yıl 42 ille başlamıştık, 25 bin kişi fuarı ziyaret etti. Fuarımız 10. yılında 7 bölgemizden 81 ilimizi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 18 kalkınma ajansımız ve150 civarında oda ve borsamız ile toplam 600 civarında katılımcı firma, kurum ve kuruluşu ağırlayacak. Bu yoğun katılım çerçevesinde yaklaşık 250 bin kişinin fuarı ziyaret etmesini bekliyoruz.
Öte yandan YÖREX Fuarıyla asıl hedefimiz kaybolmaya yüz tutmuş ürünleri tekrar ekonomik hayata kazandırmak, kırsalda istihdamı sağlamak, o bölgelerin tanıtımına katkıda bulunmak, ekonomik hareketliliği getirmek. Ayrıca binlerce yıldır atalarımızdan bize devrolmuş bu müthiş zenginliği gelecek kuşaklara aktarmak gibi bir sorumluluğumuz da var. Bu sorumlulukla yola çıktık. Böyle baktığımız zaman gördük ki 80’li yıllardan sonra ithal ettiğimiz kültürlerden kendi kültürümüzü unutur hale gelmişiz. YÖREX, kültür ihracının da önünü açacak, derinlemesine bir çalışma.
Geride bıraktığımız onbir yıllık döneme baktığımızda projemizin; yöresel ürünlerin ve coğrafi işaretlerin ülke gündemine alınmasına, yerel yönetimlerimizin bu konuda faaliyetlerde bulunmasına ve yerelde kalkınmanın yolunun, yerinde kalkınmadan geçtiğinin anlaşılmasında önemli ölçülerde katkı sağladığını düşünüyorum.
“Bu ülkede yaşan herkesin bize ait olan ürünleri tüketmek gibi bir sorumluluğu olduğunu düşünüyorum.”
- YÖREX’in onuncu yılında neredeyse Türkiye’nin bütün kentlerini yöresel ürünleriyle bu fuarda buluşturuyor olacaksınız. Bu size nasıl bir sorumluluk yüklüyor?
Her şeyden önce rengarenk bir Türkiye haritası oluşturuyoruz. Önyargılardan uzak, insanların kol kola girdiği. Birbirlerini standlarını ziyaret ettiği, birbirlerinin ürünlerini tattığı, danslarına eşlik ettiği buram buram Anadolu kokan bir atmosfer oluşuyor. Büyük bir ekip bu fuar için çalışıyor: Antalya Ticaret Borsası (ATB)’nın İş Geliştirme ve Çalışma Grupları, yönetimi, meclisi, meslek komiteleri, TOBB Başkanımız Rıfat Hisarcıklıoğlu başta olmak üzere bütün oda ve borsalarımız ve kalkınma ajanslarımızın, yerel yönetimlerimiz, küçük üretici ve kooperatiflerin destekleri var.
Her yıl fuarı daha da geliştirmek için çalışıyoruz. Bu ürünleri özellikle çocuklarımızla ve genç kuşakla buluşturalım, onların yöresel lezzetlerimizi tatmasını, dokunmasını, hissetmesini sağlayalım ve aidiyet duygusuyla bu ürünlerin tüketilmesini özendirelim istiyoruz. Çünkü; dünyanın en iyi ürününü de üretseniz tüketici tercih etmiyorsa sonuç alamazsınız. Bu ülkede yaşan herkesin bize ait olan ürünleri tüketmek gibi bir sorumluluğu olduğunu düşünüyorum.
YÖREX’le beraber yöresel ürünlerin Türkiye’nin gündemine gelmiş olmasından son derece mutluyuz. Fuarın ilk yıllarında internetten satış yapanlar bir elin parmaklarını geçmiyordu. Şimdi binlerce oldu. Bu uğurda bir araya gelip üretim yapan kadınların sayısı her yörede artmaya başladı. Bu şekilde çalışan kişiler moral buldu ve üretimlerini geliştirmeye başladılar. Yerel yönetimlerimiz de bu konuda farkındalık yaratmaya başladı. Hükümetimiz, Coğrafi İşaret konusunu hükümet programına aldı. Patent Enstitüsü’nde konuyla ilgili bir bölüm açıldı.
- Geçen fuarlardan ne gibi geri dönüşler aldınız?
Düzenlediğimiz bütün fuarlarda katılımcılara da ziyaretçilere de anketler düzenledik. Onların talepleriyle bir sonraki yılı planladık.
TOBB’un katkılarıyla geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi üreticilerimize ve firmalarımıza ulusal market zincirleriyle yüz yüze görüşme imkanı sağlayacağız. Yani ürünlerimizi ticarete konu edeceğiz. Kalkınma ajanlarımızın destekleriyle coğrafi işaretler konulu paneller ve tecrübe paylaşımı etkinleri düzenleyeceğiz.
Coğrafi işaretli ve Cİ başvurusunda bulunmuş peynirlerimizin sergilendiği özel bir alan oluşturacağız. Herkesin bu konudaki potansiyelimizi görmesini arzuluyoruz. Bu alanda peynir atölyesi gerçekleştireceğiz. Özellikle çocuklarımız ve gençlerimizin peynirin nasıl yapıldığını görmelerini istiyoruz. Yani üretimi ve üretmeyi göstermek istiyoruz. Tadım etkinlikleriyle zenginliklerimizin farkını, tadanların öğrenerek bulmalarını diliyoruz.
İlk yıldan bugüne geçen sürede işini çok geliştiren firma ve kişiler oldu. İhracat yapmaya başlayanlar, ürünlerini iyi firmalara satanlar ve üretimlerini 3-2 kat arttıranlar oldu.
- YÖREX’te özellikle Coğrafi İşaretli Ürünler konusunda farkındalık yaratmayı önemsediğinizi biliyoruz. Bu süreçte hem Antalya hem de Türkiye genelinde coğrafi işaretli ürünler konusunda nasıl bir yol alındı? Fuarda Antalya’nın coğrafi işaretli ürünleri ayrı bir şekilde sergileniyor olacak mı?
Coğrafi işaretli ürün sayımız yüzde 400 arttı, başvurularımız arttı. Yola çıktığımızda 109 adet olan coğrafi işaretli ürün sayımız bugünlerde 4 katın üzerinde artarak 453’ye ulaşmıştır. Tescil için işlem gören 415 ürünü de kapsam içinde düşünürsek potansiyeli 3000 civarında olan yöresel ürünlerimizin yaklaşık 3’te 1’ne tescil anlamında temas etmişiz.
Coğrafi işaretli ürünlerimizin bu dönemde sadece 3’ü (Antep Baklavası, Aydın İnciri ve Malatya Kayısısı) AB’de tescil ettirilmiştir. Bu arada 15 ürün de tescil aşamasındadır. Bu durum bizler için bir bakımdan sevindirici diğer bakımdan ise kat etmemiz gereken daha çok yolumuzun olduğuna işaret etmektedir.
Ülkemizin dünyadaki ortalama %1’lik ekonomik konumunu göz önünde bulundurursak mevcut durumda coğrafi işaretli ürün ihracat değerimizin 2 milyar dolar civarında olması gerekmektedir. Ancak tescilli ürün ihracatımızla ilgili resmi bir istatistiğimiz maalesef bulunmamaktadır. Buna rağmen bizler biliyoruz ki en azından AB tescilli 3 ürünümüzün ciddi bir ihracatı söz konusudur. Eğer coğrafi işaret tescilli ürünlerin ihracatıyla ilgili müstakil bir istatistik tutulabilseydi bugün kesin rakamlar vermemiz mümkün olabilirdi. “Ölçemediğinizi yönetemezsiniz” deyimini bu ürünlerimiz için düşünürsek ciddi bir boşluk alanına sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. O halde ulusal ve uluslararası alanda coğrafi işaretli ürünlerimizin yönetimini ve gelişimini sürdürülebilir biçimde gerçekleştirmek istiyorsak bir coğrafi işaretler enstitüsü kurmamız gereklidir.
Antalya’da 2 tane coğrafi işaretli ürün vardı. Döşemealtı Halısı ve Finike Portakalı. Bunun üzerine 6 ürünümüz daha coğrafi işaret aldı: Antalya Piyazı, Alanya Avakadosu, Alanya Yenidünyası, Korkuteli Karyağdı Armudu, Alanya Hülüklüsü, Tavşan Yüreği Zeytini. Şu anda 7 ürünümüzün de başvurusu kabul edildi. Antalya’da yaklaşık 19 tane coğrafi işaret alabilecek ürünümüz var.
- Antalya’nın ilçeleri de fuarda yer alacak mı?
Kumluca, Kaş, Manavgat, Alanya kendi stantlarıyla fuarda olacak. Döşemaaltı’nı bu yıl ATB olarak biz temsil edeceğiz.
- Kanal V’de katıldığınız Antalya Gündemi programında Anadolu’nun her yerinde YÖREX rüzgarı estirdiğinizden söz etmiştiniz, sanırız bu rüzgarla Tüyap Anadolu Fuarcılık bu yıl ilk kez 16-20 Ekim 2019 tarihlerinde Erzurumda Gıda ve Yöresel Lezzetler Fuarı düzenliyor. Fuar kapsamında bir de Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi gerçekleştirileceği duyuruldu. Bilginiz var mı? Sizden destek istediler mi? Bu konuda neler söylemek istersiniz?
O konuda basın eksik bilgilendirilmiş. Yılda bir kez düzenlediğimiz bu fuarın yanı sıra projemiz dahilinde yıl boyunca ülkemizin her köşesinde; YÖREX adıyla paneller düzenliyor, bilgilendirme faaliyetlerinde bulunuyoruz. Ayrıca talep eden kurum ve kuruluşlara coğrafi işaret konusunda danışmanlık sunuyoruz.
Geçtiğimiz hafta da bu kapsamda YÖREX ve TOBB’un 7 bölgede yapmayı planladığı seminerlerden ilkini YÖREX Coğrafi İşaretler Doğu Anadolu Seminerleri başlığıyla Erzurum’da gerçekleştirdik.
- Yurtdışında yöresel ürünlerin satıldığı dükkanlara bile ücretli girildiğinin altını çizdiğiniz bir konuşmanız olmuştu. Ziyaretçilerin ülkemizin dört bir yanından gelen yöresel lezzetleri bulabildikleri YÖREX Fuarı’na giriş neden ücretsiz? İlerleyen yıllarda ücretli girişi düşünüyor musunuz?
Bu fuarı ticari bir kaygıyla yapmıyoruz. Ne kadar çok insan fuarı gezerse yöresel ürünlerimizi geleceğe daha kolay taşıyabileceğimize inanıyoruz. Çocuklarımızın gençlerimizin, yabancıların kısacası herkesin gelebilmesi için fuarı ücretsiz yaptık.
- Kentin en önemli yeşil alanı olan Zeytinpark’la ilgili olarak öncelikle çocuklarda farkındalık yaratmayı amaçladınız, geleceğin yetişkinlerinde yöresel ürünlerle ilgili farkındalık yaratmakla ilgili de çalışmalarınız olacak mı? Örneğin Yerli Malı Haftası’nda.
Fuarın ilk yıllarında birçok insan o benzetmeyi yaptı, ‘yerli malı haftası gibi’ diyerek. Bunun okullarda da yaygınlaştırılmasını istiyoruz. Bu konuyla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı ile TOBB vasıtasıyla görüşüyoruz. Coğrafi İşaretlerin derslerde konu olması için çaba sarf ediyoruz.
Bu nedenle her fuar zamanı hem okul müdürlerine hem ailelere çağrıda bulunuyorum. Çocuklar bu fuarla gelsinler, yöresel ürünlerimizi tanısınlar. Çünkü toplumlar ihraç ettiği kültür kadar gelişirler. Biz şu anda ithal eder durumdayız, bu nedenle çocukların gençlerin bu ürünlere sahip çıkması lazım.
Sizin aracılığınızla tekrar ailelerimizi çocuklarıyla 23-27 Ekim tarihlerinde sabah 10.00 – akşam 20.00 saatleri arasında Atalarımızdan bizlere emanet, bizlerden ise çocuklarımız ve gençlerimize miras kalacak olan yöresel ürünlerimizi görmek, tatmak ve hissetmek için herkesi YÖREX’e, bir günde Türkiye turuna davet ediyorum.